BÜYÜK KUŞATMA
THE GRAND SIEGE
Türkiye Turkey/ 2024 / 93’ / DCP / Renkli Color / Türkçe, Özbekçe, Fransızca Turkish, Uzbek, French / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Sinan Kesova
Senaryo / Screenplay: Arda Ekşigil, Sinan Kesova
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: Emre Kabaşabanoğlu
Sanat Yönetmeni / Art Director: Natali Yeres
Kurgu / Editing: Lisa Aksel Ayhan
Müzik / Music: -
Ses Tasarımı / Sound Desing: Temmuz İlkim Ulukır, Tuğrul Gültepe, Oğuzhan Gedik
Oyuncular / Cast: Alp Öyken, Dolunay Soysert, Yiğit Sertdemir, Asiye Dinçsoy, Samal Yeslyamova, Tarık Papuççuoğlu, Eraslan Sağlam
Yapımcı / Prodcucer: Alara Hamamcıoğlu Bayraktar, Ilgım Coşar
Yetkili Yapımcı / Associate Producer:
Yapım Şirketleri / Production Companies: Vigo Film, Glasgow1980
Dünya Hakları / World Sales: Glasgow1980
E-posta / E-mail: [email protected]
Ünlü bir akademisyen olan Berna Tuna’nın ölümü, kocası Macit için geçmişteki hatalarıyla yüzleşmek ve yıllardır ihmal ettiği kızı İpek ile ilişkisini pekiştirmek için bir fırsattır. Oğlu Alp ile eşinin asistanı Feyza’nın Berna’nın mirasına olan bağlılığı bu yeniden başlangıç ümidini bir sınava dönüştürecektir.
The sudden death of his wife Berna is an opportunity for Macit to reconnect with his long- neglected daughter. Disturbed by the commitment of his son and his wife’s assistant Feyza to Berna’s legacy that he sees as a threat to his command at home, Macit resorts to desperate tactics against the duo.
Sinan Kesova
1 Fransız Pierre Loti Lisesi’nin ardından McGill Üniversitesi’nde İşletme tahsilini tamamladı. Kamara Film bünyesinde çeşitli reklam/tanıtım filmleri ve kliplerde yardımcı yönetmenlik yapmış olmasının yanı sıra Nuri Bilge Ceylan, Tayfun Pirselimoğlu ve Mehmet Can Mertoğlu gibi yönetmenlerle çalıștı. Vigo Film bünyesinde yapımcılık ve yönetmenlik yapmaktadır. Son kısa filmi “Hinterlant” (2017), 36. İstanbul Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü, 23. Belgrade Auteur Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü’ne layık görülüp Saraybosna, Les Arcs gibi uluslararası festivallerde gösterildi. Kesova’nın ilk uzun metraj projesi “Büyük Kuşatma” 43. İstanbul Film Festivali’nde Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü’nü kazandı.
Kesova graduated from McGill University’s Desautels Faculty of Management. He then returned to Istanbul where he worked as assistant director in various commercials and music videos under Kamara Film. He also worked with directors such as Nuri Bilge Ceylan, Tayfun Pirselimoğlu and Mehmet Can Mertoğlu. Kesova is a producer and director under Vigo Film. His last short film “Outskirts” (2017) won the FIPRESCI award at the 36th Istanbul Film Festival and the Special Jury Prize at 23rd Belgrade Auteur Film Festival, and screened in international festivals such as Sarajevo, Les Arcs. Kesova’s first feature “The Grand Siege” won the Best First Feature Award at the 43rd Istanbul Film Festival.
Döngü
Cycle
Türkiye Turkey/ 2024 / 81’ / DCP / Renkli Color / Türkçe, Arnavutça Turkish, Albanian / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Erkan Tahhuşoğlu
Senaryo / Screenplay: Erkan Tahhuşoğlu
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: İlker Berke
Sanat Yönetmeni / Art Director: Levent Uçma
Kurgu / Editing: Selda Taşkın
Müzik / Music: İdil Ataç
Ses Tasarımı / Sound Desing: Serdar Öngören, Pëllumb Ballata
Oyuncular / Cast: Serpil Gül, Emel Göksu, Tuğçe Yolcu, Süleyman Karaahmet, Ftesa Hazirolli, Shpresa Hashimi, Reyyan Sevim Bülbül, Gökay Müftüoğlu
Yapımcılar / Prodcucers: İris Tahhuşoğlu, Erkan Tahhuşoğlu
Yetkili Yapımcı / Associate Producer: İris Tahhuşoğlu
Yapım Şirketleri / Production Companies: Şiyara Fılm Prodüksiyon, In My Country Post Production, Punctum Creative
Dünya Hakları / World Sales: Şiyara Fılm Prodüksiyon
E-posta / E-mail: [email protected], [email protected]
Sevim uzun yıllardır Ayten’in evine gündeliğe gitmektedir ve evde düzenleyici bir rolü vardır. Sevim, birlikte yaşadığı kızı Demet ve damadı Sermet’e de finansal destekte bulunmaktadır. Ayten’in Kosovalı bakıcısı evde bir kaza geçirir. Bu kaza taraflar arsında hukuksal boyutlara varan sorunları tetikler. Ayten Sevim’i, Lena’yı ikna etmesi için zorlar. Lena’nın yokluğunda Ayten’in evinde işe başlayan Demet, Lena’nın işine kalıcı olarak talip olur ve Sevim’den Ayten’le konuşması talebinde bulunur. Lena meselesini Ayten’in lehine çözmeye çok fazla odaklanan Sevim süreçte sınıfsal, ahlaki ve vicdani çelişkilele karşı karşıya kalır.
Sevim has been going to house cleaning for many years to Ayten and she has an organizing role in the house. Sevim provides financial support to her daughter Demet and her son-in-law Sermet. Ayten's (Kosovian) helper Lena has an accident. This accident triggers legal problems between the parties. Ayten pushes Sevim, to convince Lena to give-up. Demet, who came to help Sevim temporarily by Lena's absence, eventually aspires to Lena's job and pressures Sevim to talk about it with Ayten. Sevim, who is very focused on solving the problem of Milena in favor of Ayten, experiences moral, conscientious and class conflicts in the process.
Erkan Tahhuşoğlu
1992-1996 yıları arasında Eskişehir Anadolu Üniversitesi GSF Grafik Tasarım bölümünde lisans eğitimi aldı. 1998 yılında Braunschweig Üniversitesinde Kunsthochschule Communication Design bölümüne devam etti. 2013 yılında 'Şiyara Film Prodüksiyon'u kurdu. Belgesel ve kurmaca filmler çekiyor. Erkan Tahhuşoğlu hala İstanbul'da yaşıyor ve çalışıyor.
Erkan Tahhuşoğlu studied graphic design at Eskişehir Anadolu University-Fine Arts Faculty. He continued his study on Communication Design at Braunschweig University-Fine Arts Faculty. He founded Şiyara Film Production in 2013. He directs documentary and fiction films. He lives and works in İstanbul.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmograpy:
2024 – DÖNGÜ - CYCLE Kurmaca Uzun Metraj - Feature Film (Türkiye Kosova) (Turkey, Kosova)
2021 – KORİDOR - CORRIDOR, Kurmaca Uzun Metraj - Feature Film (Türkiye Çekya) (Turkey, Czech Republic)
2016 – EŞİK - VERGE, Kurmaca Uzun Metraj - Feature Film (Türkiye, Almanya) (Turkey, Germany)
2018 – KALANLAR - LEFTOVERS, Kısa Belgesel - Short Documentary (Türkiye) (Turkey)
FİDAN
FIDAN
Türkiye Turkey/ 2024 / 79’29’’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Ayçıl Yeltan
Senaryo / Screenplay: Ayçıl Yeltan
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: Arda Yıldıran
Sanat Yönetmeni / Art Director: Canip Serten
Kurgu / Editing: Melike Kasaplar
Müzik / Music: Tolga Çebi
Ses Tasarımı / Sound Desing: Serdar Öngören
Oyuncular / Cast: Alican Yücesoy, Ayça Bingöl, Göksel Kortay, Gürkan Uygun, Ilgın Bingöl, Leyla Smyrna Cabas, Ömer Asaf Bilgin, Pınar Tuncegil
Yapımcılar / Producers: Yalçın Akyıldız, Görkem Yeltan
Yetkili Yapımcı / Associate Producer: Yalçın Akyıldız, Görkem Yeltan
Yapımcı Şirket / Production Company : Yeditepe Film
Ortak Yapımcı / Co-Producer : 1000 Volt
Ortak Yapımcılar / Co-Producers : Ahmet Sesigürgil, Eda Arıkan, Ayçıl Yeltan
Dünya Hakları / World Sales: Görkem Yeltan, Yalçın Akyıldız
E-posta / E-mail: [email protected]
13 yaşındaki Fidan, ülkenin en önemli lisesine gitmeye hak kazandığını öğrenir. Ne var ki yaşanan üzücü olayların gölgesinde kaybolan babası ve küçük kardeşini bırakıp büyük şehre gitmek kolay değildir Fidan için. Sürüklendiği yol ayrımında alacağı karar onun geleceğini belirleyecektir.
13-year-old Fidan gets accepted to a renowned high school away from home. However, it is not easy for Fidan to leave her younger brother and father who is lost in the shadow of sad events. Fidan’s decision at this crossroads will determine her future.
Ayçıl Yeltan
Devlet Konservatuarları Müzik ve Tiyatro bölümlerinden mezun olduktan sonra seçkin müzisyenlerle kayıtlar yaptı ve Dormen Tiyatrosu'nda oyuncu olarak birçok önemli rolü canlandırdı. CalArts'ta burslu olarak oyunculuk üzerine yüksek lisans yaptı ve İstanbul, New York ve Los Angeles'ta çok sayıda sahne, film ve TV yapımında rol aldı. 2. kısa filmi "Topanga", küresel film yarışmalarında ve film festivallerinde En İyi Kısa Film dalında 2 Seyirci Ödülü dahil olmak üzere, toplam 6 ödül kazandı. Yeni filmi Fidan Yeltan’ın ilk uzun metrajlı filmidir.
After earning her degrees in Music and Theater at State Conservatories, she recorded with distinguished musicians and portrayed many significant roles as an actor at Dormen Theater. She earned her MFA at CalArts in acting with a scholarship and appeared in numerous stage, film and TV productions in İstanbul, New York and Los Angeles.Her 2. short film “Topanga” won total 6 awards in global film competitions and film festivals including 2 Audience Awards for Best Short Film. Her new film Fidan is going to be her debut in Feature Film. She is also an educator, teaching acting for camera classes.
GECENİN KIYISI
EDGE OF NIGHT
Türkiye, Almanya Turkey, Germany/ 2024 / 85’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Türker Süer
Senaryo / Screenplay: Türker Süer
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: Matteo Cocco
Sanat Yönetmeni / Art Director: Meral Efe Yurtseven, Yunus Emre Yurtseven
Kurgu / Editing: Rainer Nigrelli
Müzik / Music: Ozan Tekin
Ses Tasarımı / Sound Desing: Jan Petzold
Oyuncular / Cast: Ahmet Rıfat Şungar, Berk Hakman, Mert Tümer, Serkan Ilgaz, Yılmaz Gökgöz, Eda Akalın, Baran Akbulut, Şencan Güleryüz, Ahmet Kaynak
Yapımcı / Producer: Nadir Öperli
Yetkili Yapımcı / Associate Producer:
Yapım Şirketleri / Production Companies:
Dünya Hakları / World Sales: The Match Factory
E-posta / E-mail: [email protected]
Sinan ve Kenan, iki kardeş subaydır. Bir gün Sinan'a, ağabeyini askeri mahkemeye götürecek ekibe komuta etme görevi verilir. Babalarının trajik ölümünün ardından yolları ayrı düşmüş olan iki kardeş, zorunlu bir yolculuğa çıkar. Yolculuğun ilk anından itibaren, iki kardeşin farklı bakış açıları çatışırken, Sinan’ın prensipleri, uzun ve sarsıcı bir gecede ağır bir sınavdan geçer. Kardeşler bir karar vermek zorundadır: Tekrar büyük bir fedakârlığa katlanmaya hazırlar mıdır?
Sinan, a young lieutenant in the Turkish army, is asked to hand over his brother Kenan to a military court. Burdened by the tragic death of their father, both brothers embark on a difficult journey. As they confront their beliefs, Sinan's convictions are put to a severe test during a long and turbulent night. The brothers must decide: Are they ready to endure another great sacrifice?
Türker Süer
Türker Süer, Almanya'nın Köln kentindeki Medya Sanatları Akademisi'nde yönetmenlik ve senaryo yazarlığı eğitimi aldı. Uluslararası ve ulusal festivallerde gösterilen çeşitli kısa filmler yönetti. Mezuniyet kısa filmi BRÜDER (BROTHERS), diğer ödüllerin yanı sıra İlk Adımlar Ödülü ve Max Ophüls Ödülü'ne aday gösterildi ve Alman Film Tavsiye Kurulu'ndan (FBW) “şiddetle tavsiye edilir” övgüsünü aldı. Berlinale Yetenek Kampüsü'ne katıldı ve Paris'teki Cité Internationale des Arts'ta altı aylık bir burs aldı. Ahmet Rıfat Şungar ve Berk Hakman'ın başrollerini paylaştığı ilk uzun metrajlı filmi GECENİN KIYISI, uluslararası prömiyerini Venedik Orizzonti Extra'da, Kuzey Amerika prömiyerini ise Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yaptı.
Türker Süer studied directing and screenwriting at the Academy of Media Arts in Cologne, Germany. During this time, he directed several short films, which were shown at international and national festivals. His graduation short, BRÜDER (BROTHERS), was nominated for the First Steps Award and the Max Ophüls Prize, among other awards, and received praise from the German Board of Film Recommendation (FBW) as "highly recommended." He participated in the Berlinale Talent Campus and received a six-month scholarship at the Cité Internationale des Arts in Paris. His feature film debut, EDGE OF NIGHT, starring Ahmet Rıfat Şungar and Berk Hakman, had its international premiere at Venice Orizzonti Extra and its North American premiere at the Toronto International Film Festival.
Gülizar
Gulizar
Türkiye, Kosova Turkey, Kosovo/ 2024 / 84’ / DCP / Renkli Color / Türkçe, Arnavutça Turkish, Albanian / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Belkıs Bayrak
Senaryo / Screenplay: Belkıs Bayrak
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: Kürşat Üresin
Sanat Yönetmeni / Art Director: Meral Aktan
Kurgu / Editing: Selin Eren Şahin
Müzik / Music: Kanan Rustamli
Ses Tasarımı / Sound Desing: Alexandru Dumitru
Oyuncular / Cast: Ecem Uzun, Bekir Behrem, Hakan Yufkacıgil, Ernest Malazogu, Aslı İçözü
Yapımcı / Producer: Mehmet Bahadır ER
Yetkili Yapımcı / Associate Producer:
Yapım Şirketleri / Production Companies:
Dünya Hakları / World Sales:
E-posta / E-mail: [email protected]
Düğün hazırlıkları sırasında tacize uğrayan Gülizar’ın yolculuğu, saldırganın kim olduğunu öğrenince klostrofobik bir çıkmaza dönüşür.
After being sexually assaulted, Gulizar's wedding preparations slowly turn into a claustrophobic journey as she fears her attacker will be exposed.
Belkıs Bayrak
Belkıs Bayrak 1984 yılında Türkiye'de doğdu ve yüksek lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünde tamamladı. Filmleri Apartman (2018) ve Cemile (2021) birçok uluslararası film festivalinde gösterildi. Gülizar ilk uzun metrajlı film projesidir. Belkıs Bayrak Torino Film Lab, Reclaim The Frame'in Filmonomics Programı mezunu ve EWA üyesidir.
Belkıs Bayrak was born in Turkey in 1984 and received her MA in Film and Television at Istanbul Bilgi University. Her previous short films Apartman / The Apartment (2018) and Cemile (2021) have been shown at several international festivals. Gülizar / Gulizar is her debut film. She is an alumnus of Torino Film Lab, Reclaim The Frame’s Filmonomics Program, and a member of EWA.
HAKKI
HAKKI
Türkiye Turkey/ 2024 / 95’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: HİKMET KEREM ÖZCAN
Senaryo / Screenplay: HİKMET KEREM ÖZCAN
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: BURAK BAYBARS
Sanat Yönetmeni / Art Director: BUKET KALYONCU
Kurgu / Editing: TATLIHAN TUNCEL, HİKMET KEREM ÖZCAN
Müzik / Music: AHMET KENAN BİLGİÇ
Ses Tasarımı / Sound Desing: SERKAN KÖSEOĞLU
Oyuncular / Cast: Bülent Emin Yarar, Hülya Gülşen, Cem Zeynel Kılıç, Özgür Emre Yıldırım, Duygu Gökhan, Durukan Çelikkaya, Tuana Almacı, Ahmet Kaynak
Yapımcılar / Prodcucers: ÖYKÜ CANLI, HİKMET KEREM ÖZCAN, ZEYNEP SANTIROĞLU, ALEX SUTHERLAND
Yetkili Yapımcı / Associate Producer:
Yapım Şirketleri / Production Companies:
Dünya Hakları / World Sales: ZEYNEP SANTIROĞLU (AZ CELTIC FILMS)
E-posta / E-mail: [email protected]
Hakkı, ailesiyle birlikte tarihi bir Ege köyünde yaşamaktadır. Yakınlardaki antik kentin önünde heykelcikler satarak geçimlerini sağlar. Turistik ilginin artmasıyla birlikte bölgede iş fırsatları da artar; ancak Hakkı bu trendi yakalayamaz.
Bir gün bahçesinde tesadüfen bulduğu tarihi bir eseri bir araba fiyatına satar, daha sonra ise eserin gerçek değerinin çok daha fazla olduğunu öğrenir. Daha fazla değerli eşya bulma umuduyla ve büyük bir hırsla bahçesinde tüneller kazmaya başlar ama hiçbir şey elde edemez. Saplantılı hali deliliğe dönüşür. Çok sevdiği aile yaşamını feda ederek, hem kendisi hem de ailesi için karanlık bir yolculuğa çıkar.
Hakkı lives with his family in a historic Aegean village. He supports them by selling trinkets near the ancient city. Although the region offers business opportunities due to the booming tourist interest, Hakkı fails to capitalize on the trend.
One day, by chance he discovers a historical artefact in his garden and sells it for the price of a car, only to realize that its true value is much higher. Obsessed, he digs tunnels in his garden, hoping to find more, but finds nothing. His obsession turns into madness, he sacrifices his family life and embarks on a dark journey.
HİKMET KEREM ÖZCAN
1991/İzmir. Türk sinemasının önemli isimlerinden eğitim aldığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümü mezunu. Birçok kısa film çekti. Profesyonel klip, reklam ve belgesel filmlerde yönetmenlik yaptı. Hakkı ilk uzun metrajlı filmidir.
Izmir/1991. Graduated from Mimar Sinan Fine Arts University, Cinema-TV department where he studied under many important figures in Turkish Cinema and directed short films. Worked as a professional director for music videos, commercial films and documentaries.
Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri
One Of Those Days When Hemme Dies
Türkiye Turkey/ 2024 / 83’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Murat Fıratoğlu
Senaryo / Screenplay: Murat Fıratoğlu
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: Semih Yıldız, Nedim Dedecan, Abdurrahman Öncü
Sanat Yönetmeni / Art Director: Murat Fıratoğlu
Kurgu / Editing: Eyyüp Zana Ekinci
Müzik / Music: Murat Fıratoğlu
Ses Tasarımı / Sound Desing: Emir Buğra Kazak
Oyuncular / Cast: Murat Fıratoğlu, Sefer Fıratoğlu, Salih Taşçı, Güneş Sayın, Ali Barkın, Fırat Bozan, Yeşim Doğan, Çetin Fıratoğlu, Eyyüp Fıratoğlu
Yapımcı / Producers: Murat Fıratoğlu
Yetkili Yapımcı / Associate Producer:
Yapım Şirketleri / Production Companies:
Dünya Hakları / World Sales: LUXBOX
E-posta / E-mail: [email protected]
Eyüp, Türkiye'nin güneydoğusundaki bir domates hasadı sırasında, yaklaşan bir borcu acilen kapatma ihtiyacıyla, kızgın güneşin altında durmaksızın çalışır. Amiriyle yaşadığı bir çatışmanın ardından, radikal bir çözüm arayışıyla şehri dolaşır.
Eyüp works relentlessly under the blazing sun during a tomato harvest in southeastern Turkey, driven by the urgent need to settle an impending debt. After a clash with his supervisor, he roams the city in search of a radical solution.
Murat Fıratoğlu
Murat Fıratoğlu 07.09.1983 tarihinde Siverek'te doğdu. Dicle Üniversitesi'nde hukuk eğitimi aldı. Fıratoğlu'nun kısa filmleri arasında 2007'de 'Saman Tozu', 2008'de 'Olasılıkların Kıyısında', 2008'de 'Albatros Düşleri' ve 2016'da Sabancı Vakfı Kısa Film Platformu'nda kısa listeye kalan 'Kholoud Ahmed'in Fotoğrafı' yer alıyor. “Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri” ilk uzun metrajlı filmi. İstanbul'da yaşıyor ve avukat olarak çalışıyor.
Murat Fıratoğlu was born on 07.09.1983 in Siverek. He studied law at Dicle University. Among Fıratoğlu’s short films are ‘Straw Dust’ in 2007, ‘The Edge of All Possibilities’ in 2008, ‘Albatros Dreams’ in 2008 and ‘The Photo of Kholoud Ahmed’ in 2016, which was shortlisted for Sabancı Foundation Short Film Platform. “One of These Days When Hemme Dies” his first feature film. He lives in Istanbul and works as a lawyer.
Köpekle Kurt Arasında
Between Dog and Wolf
Türkiye Turkey/ 2024 / 83’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Murat Düzgünoğlu
Senaryo / Screenplay: Murat Düzgünoğlu
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: Şafak Ildız
Sanat Yönetmeni / Art Director:
Kurgu / Editing: Melik Saraçoğlu
Müzik / Music:
Ses Tasarımı / Sound Desing: Seçkin Akyıldız
Oyuncular / Cast: Mücahit Koçak, Eylül Soğukçay, Ali Seçkiner Alıcı, Bülent Düzgünoğlu
Yapımcı / Prodcucer: Evren Yıldırım
Yetkili Yapımcı / Associate Producer:
Yapım Şirketleri / Production Companies:
Dünya Hakları / World Sales: Fikirtepe Film
E-posta / E-mail: [email protected]
İşinden kovulan Orhan, yakın dostu İzzet’in emekli olup köyüne döneceğini öğrenince hayal kırıklığına uğrar. Bu arada eski nişanlısı Aslı’yla yakınlaşır. Aslı, Orhan'la evlenerek ablalarının yanına taşınmaktan kurtulmayı planlar. Ancak Orhan gittikçe hayata yabancılaşmakta, gördüğü hayallerlerle gerçek hayat arasındaki çizgi yok olmaktadır.
Orhan, who was fired from his job at the zoo, visits his best friend İzzet. İzzet tells him that he plans to retire soon and move back to his village. Later he reunites with his former fiancee Aslı who looks after her bedridden mother. Aslı plans to marry Orhan to avoid moving in with her sisters living in a village. Meanwhile Orhan feels increasingly alienated from life and becomes unable to distinguish reality from his dreams.
Murat Düzgünoğlu
İstanbul doğumlu Murat Düzgünoğlu, Mimar Sinan ve Marmara Üniversitesi Sinema Bölümü'nden mezun oldu. Yönetmen, yapımcı ve senarist olarak çalışan Düzgünoğlu, 2007 yılında Fikirtepe Film Yapım Şirketi'ni kurdu. İlk uzun metraj filmi Hayatın Tuzu (2008) ve Neden Tarkovski Olamıyorum (2014) ve Halef (2018) çeşitli festivallerde ödüller aldı. Son uzun metraj filmi Köpek ve Kurt Arasında dünya prömiyerini Moskova IFF'de (2024) yaptı.
Murat Düzgünoğlu, born in İstanbul, graduated from Mimar Sinan and Marmara Universities’ Cinema Departments. He has been working as director, producer and screenwriter. In 2007 he founded Fikirtepe Film Production Company. His debut feature film The Salt of Life (2008), Why I Can’t Be Tarkovsky (2014) and Halef (2018) were awarded at various festivals. His latest feature film Between Dog and Wolf received its world premiere at Moscow IFF (2024).
MUKADDERAT
FATE
Türkiye Turkey/ 2024 / 90’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: NADİM GÜÇ
Senaryo / Screenplay: ERDİ IŞIK
Ortak Senaristler / Co-Writers: SENEM BİRLİK, KARDEN KASAPLAR
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: BARIŞ IŞIK
Sanat Yönetmeni / Art Director: GÜLER BAŞAR
Kurgu / Editing: AZİZ İMAMOĞLU - BURAK DAL
Müzik / Music: GÜLDİYAR TANRIDAĞLI
Ses Tasarımı / Sound Desing: BÜLENT TABAN
Oyuncular / Cast: NUR SÜRER, ASLIHAN GÜRBÜZ, OSMAN SONANT, ŞERİF EROL, OSMAN ALKAŞ, CEM ZEYNEL KILIÇ, ŞİRİN SULTAN SALDAMLI, SACİDE TAŞANER
Yapımcılar / Producers: RODİ KAYIM
Ortak Yapımcılar / Co-producers: ERDİ IŞIK, SUZAN SÜMELİ, SAROS FİLM- AHMET KATIKSIZ
Yetkili Yapımcı / Associate Producer: ERDİ IŞIK
Yapım Şirketleri / Production Companies: RODİ MEDYA, SAROS FİLM, ERDİ IŞIK
Dünya Hakları / World Sales:
Eşini kaybettikten sonra yalnız kalma korkusu yaşayan Sultan, çocuklarına hemen evlenmek istediğini söyler. Ancak çocukları babalarının ölümünün üzerinden henüz bir gün geçmişken bunu doğru bulmazlar. Geleneksel bir bakış açısına sahip olan oğlu Nevzat’a göre küçük bir ilçede kimse bunu hoş karşılamayacaktır. Kızı Reyhan ise annesinin bu isteğine saygı duymaya çalışsa da çok erken verilmiş bir karar olduğuna inanır. Çocukları ne yapsalar da Sultan bu isteğinden vazgeçmez. Bir yandan kendine iyi bir eş adayı ararken bir yandan ticarete atılır ve “bir kadın olarak yapamazsın” dedikleri her şeyi yapmaya başlar. Evini pansiyona çevirip işletir, pazarda bir tezgah açar ve erkek satıcılarla mücadele eder. Sultan’ın bu tavrı ilçedeki diğer kadınlara da örnek olur ve onlar da eşlerinden bağımsız bir hayat yaşayıp Sultan gibi pansiyonda ve pazarda çalışmaya başlarlar. Sultan’ın bu mücadelesi ilçedeki kadınların da örgütlenmesine, kendi kimliklerini kazanmasına sebep olmuştur.
After losing her husband, Sultan, who is afraid of being left alone, tells her children that she wants to remarry immediately. However, her children do not find this appropriate, as only one day has passed since their father's death. Her son Nevzat, who has a traditional perspective, believes that no one in the small town will approve of this. Although her daughter Reyhan tries to respect her mother's wish, she thinks it is a decision made too soon. Despite her children's objections, Sultan does not give up on her desire. While searching for a suitable spouse, she also enters into business ventures, doing everything that people said "a woman cannot do." She converts her home into a guesthouse and manages it, opens a stall in the market, and competes with male vendors. Sultan’s attitude sets an example for other women in the town, who also begin to lead independent lives and work in the guesthouse and market like Sultan. Sultan’s struggle will also lead to the organization of women in the town and the development of their own identities.
NADİM GÜÇ
1983 Malatya doğumlu. Kültür Bakanlığı desteği ile iki kısa film çekti. Kısa filmleri “Dört Duvar Saraybosna” ve “Yolculuk” yurt içi ve yurt dışında birçok festival gezdi ve ödüller aldı. “Mukadderat” ilk uzun metraj filmidir.
Born in 1983 in Malatya. He directed two short films with the support of the Ministry of Culture. His short films “Four Walls Sarajevo” and “Journey” were shown in many festivals both domestically and internationally, winning several awards. “Fate” (Mukadderat) is his first feature-length film.
Ölü Mevsim
Unfruitful Times
Türkiye, İtalya, Kuzey Makedonya Turkey, Italy, North Macedonia/ 2024 / 120’ / DCP / Renkli Color / Türkçe, Fransızca Turkish, French / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Doğuş Algün
Senaryo / Screenplay: Selen Örcan, Doğuş Algün
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: Ece Latifaoğlu
Sanat Yönetmeni / Art Director: Bengü Şener, Ahmet Yörük
Kurgu / Editing: Doğuş Algün
Müzik / Music: -
Ses Tasarımı / Sound Desing: Sertaç Toksöz, Taylan Geçit
Oyuncular / Cast: Funda Eryiğit, Ece Yaşar, Erdem Şenocak, Serkan Ercan, Haydar Şahin, Naz Göktan, Nesrin Uçarlar, Feri Baycu Güler, Banu Fotocan, Tolga Tekin, Sibel Şişman, Goncagül Sunar, Metehan Kaya, Atakan Yılmaz, Müfitcan Saçıntı
Yapımcı / Prodcucer: Burak Kaplan
Yetkili Yapımcı / Associate Producer:
Yapım Şirketi / Production Company: Gest Film
Dünya Hakları / World Sales: Gest Film
E-posta / E-mail: [email protected]
Nimet, yaşadığı trajik bir çocuk kaybının ardından İstanbul'un muhafazakâr mahallerinden birinde sıkışıp kalırken, ömrünü birlikte geçirdiği küçük kardeşi Öznur da aile içindeki bambaşka bir sırrı taşımakta ve kendi mücadelesini vermektedir.
After a tragic miscarriage, Nimet -a middle aged woman- gets stuck in the conservative society in Istanbul while her beloved younger sister Öznur carries a burden of her own in the family, trying to struggle her own demons.
Doğuş Algün
Doğuş Algün, 1990 yılında İstanbul'da doğdu. 2012 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne girdi. O günden bu yana kısa filmleri dünya çapındaki film festivallerinde çok sayıda ödül aldı. Filmlerinin yanı sıra ülke çapında sahnelenen ve ödüllendirilen pek çok tiyatro oyunu yazdı. İlk belgesel film projesi “Sıcak Yatak”ı 2021 yılında tamamladı. Ölü Mevsim, Algün'ün ilk uzun metrajlı kurmaca filmidir.
Doğuş Algün was born in Istanbul, Turkey in 1990. He attended School of Fine Arts at Dokuz Eylül University in 2012. Since then, his short films have received numerous awards and recognitions at film festivals all around the world. In addition to his films, he has written theater plays that have been staged nationwide. His work has been recognized and awarded by several art networks. He completed his first documentary project “The Everwarm Bed” in 2021. Unfruitful Times is Algün’s first feature film.
Dünyanın Sonuna 3 Kilometre
3 Kilometers to the End of the World / Trei Kilometri Pana La Capatul Lumii
Romanya Romania / 2024 / 105’ / DCP / Renkli Color / Rumence Romanian / Türkçe, İngilizce Altyazı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Emanuel Parvu
Senaryo / Screenplay: Miruna Berescu, Emanuel Parvu
Kurgu / Editing: Mircea Olteanu
Oyuncular / Cast: Valeriu Andriuta, Ingrid Berescu, Vlad Brumaru
Yapımcı / Producer: Miruna Berescu
Yapım Şirketi / Production Company: FamArt Production, National Cinema Center
Dağıtımcı / Distributor: Başka Sinema
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 Cannes Film Festivali; Queer Palm / 2024 Saraybosna Film Festivali; En İyi Film
2024 Cannes Film Festival; Queer Palm / Sarajevo Film Festival; Heart of Sarajevo Best Film
The Guardian'ın Romanya'nın derinliklerinde geçen acımasız bir kendini inkâr filmi olarak tanımladığı Dünyanın Sonuna 3 Kilometre, Tuna Deltası'ndaki muhafazakâr bir toplulukta, eşcinsel bir gencin kendini keşfetme yolunun ailesi ve komşularının sahip olduğu geleneksel değerlerle çatıştığı bir ortamda geçiyor.
Described as a brutal self-denial film set in deepest Romania by The Guardian, 3 Kilometers to the End of the World is set in a conservative community in the Danube Delta, where a gay teenager's path to self-discovery comes into conflict with the traditional values held by his parents and neighbors.
Emanuel Parvu
1979'da Bükreş, Romanya'da doğan Emanuel Parvu, Romanyalı bir aktör ve yönetmendir. I. L Caragiale Ulusal Tiyatro ve Film Üniversitesi'nde oyunculuk eğitimi almıştır. İlk yönetmenlik denemesini 2009 yılında A Family adlı kısa filmiyle yapmadan önce bir süre aktör olarak çalıştı. Birkaç kısa film yönettikten sonra ilk uzun metrajlı filmi Meda or the Not So Bright Side of Things ile 2017'de Saraybosna Film Festivali'nde En İyi Yönetmen ödülünü kazanmıştır.
Born in Bucharest, Romania in 1979, Emanuel Parvu is a Romanian actor and director. He studied acting at the I. L Caragiale National University of Theatre and Film. He worked as an actor for some time before making his directorial debut with his short film A Family in 2009. After directing some shorts, in 2017 he won the Best Director award at the Sarajevo Film Festival for his debut feature, Meda or the Not So Bright Side of Things.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2009 A Family (Kısa Film / Short Film)
2012 Chicken, Fries and Coke (Kısa Film / Short Film)
2013 2 (Kısa Film / Short Film)
2013 Square One (Kısa Film / Short Film)
2016 Meda (Kısa Film / Short Film)
2017 Meda or the Not So Bright Side of Things
Dirsek
Elbow / Ellbogen
Türkiye, Fransa, Almanya Turkey, France, Germany / 2024 / 86’ / DCP / Renkli Colour/ Almanca, Türkçe German, Turkish / Türkçe, İngilizce Altyazılı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Aslı Özarslan
Senaryo / Screenplay: Claudia Schaefer, Aslı Özarslan, Fatma Aydemir
Kurgu / Editing: David J. Achilles, Ana Branea
Oyuncular / Cast: Melia Kara, Jale Arıkan, Mina Sağdıç
Yapımcı / Producer: Jamila Wenske, Anna Maria Aslanoğlu
Yapım Şirketi / Production Company: Achtung Panda! Media
Dağıtımcı / Distributor:
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 Uluslararası Lichter Filmfest; En İyi Bölgesel Uzun Metraj Film / 2024 Film Sanat Fuarı Gilde Film En İyi Film Öülü / 2024 Berlin Uluslararası Film Festivali; GWFF En İyi İlk Uzun Metraj Film Ödülü
2024 Lichter Filmfest International; Best Regional Feature Film / 2024 Filmkunstmesse; Gilde Filmpreis Bester Film / 2024 Berlin International Film Festival; GWFF Best First Feature Award
Aslı Özarslan'ın Dirsek filminde, Berlin'de yaşayan 17 yaşındaki Hazal, büyük çıkışını yakalamanın hayalini kurmaktadır. Tek istediği 18. yaş gününde günlük hayatın monotonluğundan kaçmak ve arkadaşlarıyla kutlama yapmaktır. Ancak trajik bir olay dünyasını alt üst eder ve onu kaçmaya zorlar.
In Aslı Özarslan’s film Elbow, Hazal, a 17-year-old living in Berlin, dreams of getting her big break. For her 18th birthday, she just wants to escape the monotony of daily life and celebrate with her friends. But a tragic incident turns her world upside down, forcing her to run.
Aslı Özarslan
Aslı Özarsland Berlin doğumlu bir film yönetmeni ve senaristtir. Film yapımcısı olmadan önce gazeteci, eleştirmen ve reklamcı olarak çalıştı. Bayreuth Üniversitesi'nde sinema eğitimi aldı. İlk kısa filmi Reflektzone ile Frankfurt'ta düzenlenen 10. Türk Film Festivali'nde birincilik ödülüne layık görüldü. Ayrıca 8 ay boyunca Sorbonne Üniversitesi'nde Felsefe ve Sosyoloji eğitimi aldı. Paris'teki eğitiminin ardından Ballhaus Tiyatrosu hakkında Bastarde adlı belgesel filmi çekti.
Aslı Özarsland is a film director and screenwriter born in Berlin. She worked as a journalist, a critic, and in advertising before becoming a filmmaker. She studied cinema at the University of Bayreuth. She made her first short film Reflektzone and was awarded first place award at the 10th Turkish Film Festival in Frankfurt. She also studied Philosophy and Sociology at the University of Sorbonne for 8 months. After her studies in Paris, she shot the documentary film Bastarde about the Ballhaus Theater.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2011 Piçler / Bastarde (Kısa Film / Short Film)
2013 Canım Kreuzberg (Belgesel / Documentary)
2014 Ada 36 / Insel 36 / Islan 36 (Belgesel / Documentary)
2016 Dil Leyla (Belgesel / Documentary)
Adele H’in Hikayesi
The Story of Adele H. / L’Histoire d’Adele H.
Fransa France / 1975 / 96’ / Dijital Digital / Renkli Colour / Fransızca, İngilizce French English / Türkçe, İngilizce Altyazı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: François Truffaut
Senaryo / Screenplay: François Truffaut, Jean Grault, Suzanne Schiffman
Kurgu / Editing: Martine Barraque, Yann Dedet, Jean Geronne, Michele Neny, Muriel Zeleny
Oyuncular / Cast: Isabelle Adjani, Bruce Robinson, Sylvia Marriot
Yapımcı / Producer: Roger Corman
Yapım Şirketi / Production Company: Les Artistes Associes, Les Films du Carrosse, Les Productions Artistes Associes
Dağıtımcı / Distributor: Fransız Kültür
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: + 18
1976 Akamedi Ödülleri; En İyi Kadın Oyuncu Adaylığı
1976 Cesar Ödülleri; En İyi Kadın Oyuncu Adaylığı, En İyi Yönetmen, En İyi
1976 Academy Awards; Best Actress in a Leading Role Nomination
1976 Cesar Awards; Best Actress Nomination, Best Director, Best Production Design
Adele H.'nin Hikâyesi, Fransız yazar Victor Hugo'nun beşinci ve en küçük çocuğu olan Adele Hugo'yu anlatır. Film, genç bir kadınken şizofreni geliştirmesi ve bir teğmene karşı romantik bir saplantıya kapılmasının hikayesidir.
The Story of Adele H. follows Adele Hugo, the fifth and youngest child of the French writer Victor Hugo. She is remembered for developing schizophrenia as a young woman and becoming romantically obsessed with a lieutenant.
Hep Yeni: François Truffaut Retrospektivi
Always New: François Truffaut Retrospektiv
François Roland Truffaut Fransız yönetmen, oyuncu, eleştirmen ve Fransız Yeni Dalga sinemasının kurucularından biridir. Sinemaya olan ilgisi yedi yaşında başladı. Aynı zamanda hevesli bir okuyucuydu ancak okulda pek başarılı değildi. Okulu 14 yaşında bıraktı. 15 yaşında bir film kulübü kurdu ve Fransız film eleştirmeni Andre Bazin ile tanıştı, Bazin iyi bir arkadaş oldu ve daha sonra Truffaut ordudan firar ettiği için hapse atıldığında ona yardım etti. Sinema onun tatmin edici olmayan ev hayatından bir numaralı kaçış yolu oldu. Birkaç yıl boyunca çeşitli dadılarla ve büyükannesiyle yaşamak için sık sık yer değiştirmek zorunda kaldı. Büyükannesi Truffaut'ya kitap ve müzik sevgisini aşıladı. Daha sonra bu tutkusunu günde üç film izlemek ve haftada üç kitap okumak gibi bir yaşam hedefine dönüştürdü. Orduda geçirdiği iki yılın ardından, Bazin'in de yardımıyla Truffaut bir film eleştirisi dergisi olan Cahiers du Cinema'da eleştirmen oldu. Acımasız eleştirileri nedeniyle kendisine “Fransız Sinemasının Mezar Kazıcısı” deniyordu. Eleştirilerinin niteliği nedeniyle 1958 Cannes Film Festivali'ne davet edilmeyen tek eleştirmen oldu. Truffaut, günümüzde tüm zamanların en etkili sinema kuramı olan auteur kuramının geliştirilmesinde Bazin'e destek oldu.
Orson Welles'in Touch of Evil filmini izledikten sonra 1959 yılında The 400 Blows adlı ilk filmini yönetti. Bu film, daha sonra Jean-Luc Goddard, Claude Chabrol ve Jacques Rivette gibi yönetmenlere daha geniş bir izleyici kitlesi kazandıran Fransız Yeni Dalga akımının başlangıcı olarak kabul edilir. Daha sonra 1962 yapımı Jules ve Jim filmini yönetti ve bu film, bir yıl sonra Amerikan filmi Bonnie ve Clyde'ı yönetmesi için kendisine başvurulduğunda oldukça etkili olduğunu kanıtladı. 1966'da ilk İngilizce filmini ve Ray Bradbury'nin klasik bilim kurgu romanı Fahrenheit 451'in uyarlamasını yönetti. Kendisi çok az İngilizce bildiği için bu onun için büyük bir meydan okumaydı. Bu aynı zamanda onun ilk renkli filmiydi. 1973 yapımı Gece İçin Gündüz filmi Truffaut'ya En İyi Yabancı Film Oscar'ını kazandırdı. Bir filmi bitirmeye çalışan bir film ekibini konu alan bu film, yönetmenin muhtemelen en yansıtıcı çalışmasıdır. Daha önceki çalışmalarından bu yana en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilir. 70'li yılların ortalarında çektiği The Story of Adele H. ve Yabancı Dilde En İyi Film dalında Altın Küre Ödülü'ne aday gösterilen Small Change filmleriyle ününe ün kattı. Son filmi Nihayet! Pazar filmini siyah beyaz çekerek filmografisini başladığı gibi bitirdi.
François Roland Truffaut is a French filmmaker, actor, critic, and one of the founders of the cinematic French New Wave. His interest in cinema began at the age of seven. He was also an avid reader but did not do so well in school. He left school at the age of 14. He founded a film club at age 15 and met the French film critic Andre Bazin who became a good friend and later helped Truffaut when he was put in jail for deserting the army. Cinema became his number one escape route from an unsatisfying home life. He often had to move around to live with various nannies and his grandmother for several years. His grandmother instilled in Truffaut a love of books and music. He later turned his passion into a life goal where he was to watch three movies a day and read three books a week. After two years in the army, with the help of Bazin, Truffaut became a critic at the Cahiers du Cinema, a film review magazine. He was called “The Gravedigger of French Cinema” for his brutal reviews. Due to the nature of his reviews, he was the only critic not invited to the 1958 Cannes Film Festival. Truffaut supported Bazin in developing what is now the most influential cinema theory of all time, the auteur theory.
He directed his first film in 1959 titled The 400 Blows, after seeing Orson Welles’s Touch of Evil. The film is regarded as the beginning of the French New Wave movement which later gave directors like Jean-Luc Goddard, Claude Chabrol, and Jacques Rivette a wider audience. He later went on to direct the 1962 film Jules and Jim which proved to be highly influential as he was approached to direct the American film Bonnie and Clyde a year later. In 1966 he directed his first English film and adaptation of Ray Bradbury’s classic science fiction novel Fahrenheit 451. This was a big challenge for him as he spoke very little English himself. It was also his first film in color. His 1973 film Day for Night won Truffaut a Best Foreign Film Oscar. This his probably his most reflective work as it follows a film crew trying to finish a film. It is regarded as one of his best films since his earlier works. Mid to late 70’s he gained more notoriety with his films The Story of Adele H. and Small Change which was nominated for the Golden Globe Award for Best Foreign Language Film. He shot his last film Finally! Sunday in black and white concluding his filmography like it began.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
1959 The 400 Blows
1962 Jules and Jim
1966 Fahrenheit 451
1973 Day for Night
1975 The Story of Adele H.
1976 Small Change
1978 The Green Room
1980 The Last Metro
1983 Finally! Sunday
Marcello Mio
Fransa, İtalya France, Italy / 2024 / 120’ / DCP / Renkli Colour / Fransızca, İtalyanca, İngilizce French, Italian, English / Türkçe, İngilizce Altyazılı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Christophe Honore
Senaryo / Screenplay: Christophe Honore
Kurgu / Editing: Chantal Hymans
Oyuncular / Cast: Chiara Mastroianni, Catherine Deneuve, Fabrice Luchini
Yapımcı / Producer: Philippe Martin
Yapım Şirketi / Production Company: Les Films Pelleas, BiBİ Film, Lucky Red
Dağıtımcı / Distributor: Birfilm
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 Cannes Film Festivali; Palme d’Or ve Queer Palm Adayı
2024 Cannes Film Festival; Palme d’Or and Queer Palm Nominee
Christophe Honore'nin komedi filmi Marcello Mio, aktör Marcello Mastroianni ve aktris Catherine Deneuve'ün kızı aktris Chiara Mastrianni'nin hikâyesini anlatıyor. Film, Chiara'nın babası gibi yaşamak istediğine karar verdiği bir yazın hikâyesidir. Onun gibi giyinmeye, konuşmaya ve davranmaya başlar ve etrafındaki insanlar ona Marcello demeye başlar.
Christophe Honore’s comedy film Marcello Mio follows the story of actress Chiara Mastrianni, the daughter of actor Marcello Mastroianni and actress Catherine Deneuve. It is the story of one summer when Chiara decides that she wants to live like her father. She starts dressing, speaking, and acting like him and people around her start calling her Marcello.
Christophe Honore
Christophe Honore Fransız yazar, film ve tiyatro yönetmenidir. Bir sinema dergisi olan Les Cahiers du Cinema için makaleler yazmaya başlamıştır. Honore kendini gey olarak tanımlıyor ve çalışmalarında sıklıkla gey ve lezbiyen temalarını kullanıyor. Dünya çapında farklı film festivallerinden birçok prestijli ödüle aday gösterildi. 2002 yapımı filmi Seventeen Times Cecile Cassard, Cannes Film Festivali'nde Belirli Bir Bakış Ödülü'ne aday gösterildi. 2010 yapımı Man at Bath filmi Locarno Uluslararası Film Festivali'nde Altın Leopar ödülüne aday gösterildi. Ve son olarak 2014 yapımı Metamorphoses filmi Venedik Film Festivali'nde iki adaylık aldı.
Christophe Honore is a French writer, film and theatre director. He started writing articles for the Les Cahiers du Cinema, a cinema magazine. Honore identifies as gay and often uses themes of gay and lesbian relations in his work. He has been nominated for many prestigious awards from different film festivals around the world. His 2002 film Seventeen Times Cecile Cassard has been nominated for an Un Certain Regard Award at the Cannes Film Festival. His 2010 film Man at Bath has been nominated for a Golden Leopard at the Locarno International Film Festival. And last but certainly not least his 2014 film Metamorphoses received two nominations at the Venice Film Festival.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2002 Seventeen Times Cecile Cassard
2006 Dans Paris
2007 Love Songs
2009 The Beautiful Person
2010 Man at Bath
2014 Metamorphoses
2018 Sorry Angel
2019 On a Magical Night
Ölmek
Dying / Sterben
Almanya Germany / 2024 / 180’ / DCP / Renkli Colour / Almanca, İngilizce German, English / Türkçe, İngilizce Altyazılı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Matthia Glasner
Senaryo / Screenplay: Matthias Glasner
Kurgu / Editing: Heike Gnida
Oyuncular / Cast: Lars Eidinger, Corinna Harfouch, Lilith Stangenberg
Yapımcı / Producer: Jan Kruger, Matthias Glasner, Ulf Israel
Yapım Şirketi / Production Company: Port au Prince, Schwarzweiss Filmproduktion, Senator Film, ZDF, Arte
Dağıtımcı / Distributor: The Match Factory
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 Berlin Uluslararası Film Festivali; Dernek Film Ödülü, Gümüş Berlin Ayısı En İyi Senaryo, Berliner Morgenpost Okurları Jüri Ödülü
2024 Berlin International Film Festival; Guild Film Prize, Silver Berlin Bear Best Screenplay, Berliner Morgenpost Readers’ Jury Award
Matthias Glasner'in 2024 yapımı kara komedi ve dram filmi Ölmek, ölümün eşiğindeki evli bir çiftin hikâyesini anlatırken, çocukları ebeveynlerinin durumuyla ilgilenemeyecek kadar kendi dertleriyle meşguldür.
Matthias Glasner’s 2024 dark comedy and drama film Dying follows the story of a married couple on the brink of death while their children are too preoccupied with their own troubles to get involved with their parent's situation.
Matthias Glasner
Matthias Glasner Alman yönetmen, yazar ve yapımcıdır. Sektörde 1987'den beri aktif olarak çalışmaktadır. Kariyerinin başlarında ağırlıklı olarak TV projeleri üretmiştir. Büyük çıkışını 2006 yapımı Özgür İrade filmiyle yaptı ve bu filmin galası 56. Berlin Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı ve Glasner burada Alman Sanat Evi Sinemaları Birliği Ödülü'nü aldı. 2012 yapımı filmi Mercy de 62. Berlin Uluslararası Film Festivali'nde yarışma bölümünde gösterildi ve En İyi Film dalında Altın Berlin Ayısı'na aday gösterildi.
Matthias Glasner is a German director, writer, and producer. He has been active in the industry since 1987. He has mainly produced TV projects earlier in his career. His big break came with his 2006 film The Free Will which had its premiere at the 56th Berlin International Film Festival where Glasner received the Prize of the Guild of German Art House Cinemas. His 2012 film Mercy was also shown in competition at the 62nd Berlin International Film Festival where it was nominated for Golden Berlin Bear Best Film.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
1996 Sexy Sadie
2000 Fandango
2006 The Free Will
2009 This is Love
2012 Mercy
Salve Maria
Yönetmen / Director: Mar Coll
Senaryo / Screenplay: Katixa Agirre, Mar Coll, Valentina Viso
Kurgu / Editing: Aina Calleja
Oyuncular / Cast: Oriol Pla, Giannina Fruttero, Karim Belayane
Yapımcı / Producer: Sergi Casamitjana, Maria Zamora
Yapım Şirketi / Production Company: Escandalo Films, Elastica Films
Dağıtımcı / Distributor: Be For Films
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 Locarno Film Festivali; Özel Mansiyon Uluslararası Yarışma, Genç Jüri Ödülü Üçüncülük Ödülü Uluslararası Yarışma
2024 Locarno Film Festival; Special Mention International Competition, Junior Jury Award Third Prize-International Competition
Yeni bir anne ve yazar olan Maria, kendini ikiz bebeklerini boğarak öldüren bir kadının rahatsız edici hikâyesine kaptırır. Bu üzücü vaka, kendi hayatında anneliğin karmaşıklığı ve mücadeleleri üzerine derin bir düşünmeye yol açar. Film 77. Locarno Film Festivali'nde Altın Leopar ödülü için yarıştı.
María, a new mother and aspiring writer, finds herself engrossed in the unsettling story of a woman who killed her twin infants by drowning. This harrowing case sparks a deep reflection on the complexities and struggles of motherhood in her own life. The film competed at the 7tth Locarno Film Festival for the Golden Leopard award.
Mar Coll
Mar Coll, Barselona'lı İspanyol bir film yönetmeni. Katalonya Sinema ve Görsel-İşitsel Okulu'nda film yapımı eğitimi aldı. İlk uzun metrajlı filmini 2009 yılında, prömiyerini Malaga Film Festivali'nde yapan Three Days With the Family adlı filmle yönetti. Film, En İyi Yeni Yönetmen dalında Goya Ödülü'nü ve En İyi Yönetmen dalında Gaudi Ödülü'nü kazandı. İkinci uzun metrajlı filmi We All Want What's Best for Her’ü 2013 yılında yönetti ve ilk gösterimi Valladolid Uluslararası Film Festivali'nde yapıldı.
Mar Coll is a Spanish film director from Barcelona. She studied filmmaking at the Cinema and Audiovisual School of Catalonia. She directed her first feature in 2009 titled Three Days With the Family which premiered at the Malaga Film Festival. The film won the Goya Award for Best New Director and the Gaudi Award for Best Director. She directed her second feature We All Want What’s Best for Her in 2013 which debuted at the Valladolid International Film Festival.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2004 Le Ultima Polaroid (Kısa Film / Short Film)
2009 Three Days With the Family
2013 We All Want What’s Best for Her
2015 La Inquilina (Kısa Film / Short Film)
Kutsal İncirin Tohumu
Seed of the Sacred Fig / Sanaye Anjir-e Moabad
Fransa, Almanya, İran France, Germany, Iran / 2024 / DCP/ Renkli Colour / Farsça Persian / Türkçe, İngilizce Altyazılı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Mohammad Rasoulof
Senaryo / Screenplay: Mohammad Rasoulof
Kurgu / Editing: Andrew Bird
Oyuncular / Cast: Mahsa Rostami, Setareh Maleki, Niousha Akhshi
Yapımcı / Producer: Rozita Hendijanian, Mohammas Rasoulof, Amin Sadraei, Jean-Christophe Simon, Mani Tilgner
Yapım Şirketi / Production Company: Run Way Pictures, Parallel45, Arte France Cinema
Dağıtımcı / Distributor: Birfilm
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 Cannes Film Festivali; Fipresci Ödülü, Ekümenik Jüri Ödülü / 2024 San Sebastian Uluslararası Film Festivali Donastiya Şehri Seyirci Ödülü En İyi Avrupa Filmi / 2024 Sidney Film Festivali; Seyirci Ödülü En İyi Uluslararası Film
2024 Cannes Film Festival; Fipresci Award, Prize of the Ecumenical Jury / 2024 San Sebastian International Film Festival City of Donostia Audience Award Best European Film / 2024 Sydney Film Festival; Audience Award Best International Feature
Hikâye, Tahran Devrim Mahkemesi'nde soruşturma hâkimi olan İman'ın, siyasi protestoların ülkeyi kasıp kavurması ve silahının gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasıyla giderek paranoya ve güvensizliğe kapılması etrafında dönüyor. Filmin siyasi niteliği nedeniyle yönetmen Mohammad Rasoulof İranlı yetkililer tarafından sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Almanya'ya kaçmayı ve Cannes Film Festivali'nin kırmızı halısına katılmayı başardı. Film, 97. Akademi Ödülleri'nde En İyi Uluslararası Uzun Metraj Film dalında Almanya'nın adayı olarak seçildi.
The story revolves around Iman, an investigating judge at Tehran's Revolutionary Court, who is increasingly consumed by paranoia and distrust as political protests sweep the nation and his gun mysteriously vanishes. Due to the political nature of the film, the director Mohammad Rasoulof was sentenced to eight years in prison by the Iranian authorities. However, he was able to flee to Germany and attend the red carpet at the Cannes Film Festival. The film has been selected as Germany’s entry for the Best International Feature Film for the 97th Academy Awards.
Mohammad Rasoulof
Rasoulof 1972 yılında Şiraz'da doğmuş İranlı bir yönetmendir. Şiraz Üniversitesi'nde Sosyoloji ve Tahran'daki Soore Üniversitesi'nde film kurgusu eğitimi aldı. Filmlerinin içeriği nedeniyle İran hükümeti tarafından birkaç kez tutuklandı. Şu anda Almanya'da sürgünde yaşamaktadır. Sansür sistemi nedeniyle filmlerinin hiçbiri İran'da gösterilmedi ancak Rasoulof'a dünya çapında bir izleyici kitlesi kazandırdı. İlk filmi Alacakaranlık 2002 yılında gösterime girdi ve Tahran'daki Fajr Uluslararası Film Festivali'nde En İyi İlk Film dalında Kristal Simorgh ödülünü aldı. 2017 yılında Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi üyesi oldu. Kariyeri boyunca filmleri Antalya Altın Portakal Film Festivali, Berlin Uluslararası Film Festivali, Cannes Film Festivali, Locarno Uluslararası Film Festivali, Rotterdam Uluslararası Film Festivali, San Sebastian Uluslararası Film Festivali, Tribeca Film Festivali ve daha birçok prestijli festivalde birçok ödüle aday gösterildi.
Rasoulof is an Iranian director born in Shiraz in 1972. He studied Sociology at the Shiraz University and film editing at the Soore University in Tehran. He has been arrested several times by the Iranian government due to the content of his films. He now resides in Germany in exile. Non of his films were screened in Iran due to the censorship system but have garnered Rasoulof an audience around the world. His first film The Twilight was released in 2002 and was awarded Crystal Simorgh for Best First Film at the Fajr International Film Festival in Tehran. In 2017 he became a member of the Academy of Motion Picture Arts and Sciences. Throughout his career, his films have been nominated for many awards in prestigious festivals including, Antalya Golden Orange Film Festival, Berlin International Film Festival, Cannes Film Festival, Locarno International Film Festival, Rotterdam International Film Festival, San Sebastian International Film Festival, Tribeca Film Festival and many more.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2005 Iron Island
2009 The White Meadows
2011 Goodbye
2014 Manuscripts Dont Burn
Shahid
Yönetmen / Director: Narges Kalhor
Senaryo / Screenplay: Aydın Alinejadsomeeh, Narges Kalhor
Kurgu / Editing: Narges Kalhor, Frank J. Müller
Oyuncular / Cast: Baharak Abdolifard, Nima Nazarinia, Saleh Rozati
Yapımcı / Producer: Michael Kalb
Yapım Şirketi / Production Company: Das Kleine Fernsehspiel (ZDF)
Dağıtımcı / Distributor: Michael Kalb Filmproduktion
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 Berlin Uluslararası Film Festivali; Caligari Film Ödülü, C.I.C.A.E Ödülü Forum
2024 Berlin International Film Festival; Caligari Film Award, C.I.C.A.E Award Forum
Shahid, yönetmen Narges Shahid Kalhor'un kendisine yük olduğuna inandığı ismi Shahid'den (şehit) kurtulmak istediği politik drama, yarı komedi, belgesel müzikal bir film. Film, Narges'in isminden kurtulması için Bavyera bürokrasisinden terapiye ve dansa kadar birçok siyasi ideolojiye meydan okuyor.
Shahid is a political drama, part comedy, documentary musical film where the directed Narges Shahid Kalhor wants to get rid of her middle name Shahid (martyr) which she believes to be a burden on her. From Bavarian bureaucracy to therapy and dancing the film challenges many political ideologies for Narges’s emancipation from her name.
Narges Kalhor
Narges Kalhor İranlı bir film yönetmeni ve video sanatçısıdır. Tahran'daki Beh-andiş Koleji'nde Abbas Kiatostami'nin danışmanlığında sinema eğitimi aldı. Ayrıca Lamalolmolk Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde görsel iletişim eğitimi aldı. Die Egge adlı kısa filmini Nürnberg Film Festivali'nde tanıtırken Almanya'ya siyasi sığınma başvurusunda bulundu. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın kıdemli kültür danışmanının kızı olduğu için bu durum çok dikkat çekti. Almanya'ya iltica ettikten sonra Münih Televizyon ve Film Üniversitesi'nde eğitim gördü. Alman Kısa Film Ödülü'ne aday gösterilen ve Nonfiktionale ödülünü kazanan ikinci filmi Shoot Me'nin ortak yönetmenliğini yaptı. Ayrıca çeşitli sergi ve müzeler için video sanatçısı olarak çalışmaktadır. Mezuniyet filmi In the Name of Scheherazade 2019'da Nyon'daki Visions Du Reel'de dünya prömiyerini yaptı ve DOK Leipzig'de Goethe Institut Belgesel Film Ödülü ile Bavyera Kültür Ödülü'nü kazandı.
Narges Kalhor is an Iranian film director and video artist. She studied Film at the Beh-andish College in Tehran which was supervised by Abbas Kiatostami. She also studied visual communications at the LAmalolmolk University of Applied Sciences. She applied for political asylum in Germany while she was promoting her short film Die Egge at the Nuremberg Film Festival. This attracted a lot of attention as she is the daughter of the senior cultural advisor to the Iranian President Ahmadinejad. After receiving asylum in Germany she studied at the Munich University of Television and Film. She co-directed her second film Shoot Me which was nominated for the German Short Film Award and won the Nonfiktionale award. She also works as a video artist for various exhibitions and museums. Her graduation film In the Name of Scheherazade had its world premiere in 2019 at Visions Du Reel in Nyon and won the Goethe Institut’s Documentary Film Prize at the DOK Leipzig and the Bavarian Culture Award.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2001 Without Discussion
2002 Illusions of a Persian Cat
2007 Enlightenment of a Hen
2007 We Must Have Died
2008 Die Egge
2008 Hair
2009 After Green
2009 Bijan And Nigeh in Tehran
2011 Munich - Tehran
2013 SHOOT ME
2014 Kafan
2014 Lavashak
The Balconettes / Les Femmes au Balcon
Fransa France / 2014 / 104’ / DCP / Renkli Colour / Fransızca French / Türkçe, İngilizce Altyazılı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Noemie Merlant
Senaryo / Screenplay: Noemie Merlant, Celine Sciamma
Kurgu / Editing: Julien Lacheray
Oyuncular / Cast: Souheila Yacoub, Sanda Codreanu, Noemie Merlant
Yapımcı / Producer: Pierre Guyard
Yapım Şirketi / Production Company: Nord-Ouest Films
Dağıtımcı / Distributor: Başka Sinema
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 Cannes film Festivali; Queer Palm Adaylığı
2024 Cannes film Festival; Queer Palm Nomination
Portrait of a Lady on Fire ile ünlenen Noemie Merlant'ın yönettiği bu komedi/korku filminde, Marsilya'da yaşayan üç oda arkadaşı evlerinde kapana kısılır. Gizemli komşularına kafayı takmışlardır ve onunla ilgili fanteziler kurmaktadırlar. Ancak bir gece, önemsiz bir çatışma ölümcül bir yüzleşmeye dönüşür.
In this comedy/ horror film directed by Noemie Merlant of Portrait of a Lady on Fire fame, three roommates in Marseille are trapped in their apartment. Fixated on their mysterious neighbor, they weave fantasies about him. But one night, a trivial conflict escalates into a deadly confrontation.
Noemie Merlant
Noemie Merlant 1988 Paris doğumlu Fransız oyuncu ve yönetmendir. Oyunculuk için Cours Florent okuluna gitmeden önce model olarak çalıştı. İlk çıkışını 2016 yapımı Heaven Will Wait filmiyle yaptı ve bu filmle En Umut Veren Kadın Oyuncu dalında Cesar Ödülü'ne aday gösterildi. Son olarak 2019'da En İyi Kadın Oyuncu dalında Lumieres Ödülü'nü kazandığı ve En İyi Kadın Oyuncu dalında Cesar Ödülü'ne aday gösterildiği Portrait of a Lady on Fire filminde rol aldı. Ayrıca Je Suis #unebiche (2017) ve Shakira (2019) adlı iki kısa filmin yönetmenliğini yaptı ve ilk uzun metrajlı yönetmenlik deneyimini 2021 Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapan Mi Lubita Mon Amour ile gerçekleştirdi.
Noemie Merlant is a French actress and director born in 1988 in Paris. She worked as a model before going to the school, Cours Florent for acting. Her first breakthrough acting performance was with the 2016 film Heaven Will Wait where she was nominated for the Cesar Award for Most Promising Actress. Most recently she was in the film Portrait of a Lady on Fire in 2019 for which she won the Lumieres Award for Best Actress and was nominated for the Cesar Award for Best Actress. She has also directed two short films Je Suis #unebiche (2017) and Shakira (2019) and made her feature directional debut with Mi Lubita Mon Amour, which premiered in the 2021 Cannes Film Festival.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2016 Heaven Will Wait
2019 Portrait of a Lady on Fire
2021 Paris, 13th District
2022 The Innocent
2022 Tar
When It Melts / Het Smelt
Belçika, Hollanda Belgium, The Netherlands / 2023 / 111’ / DCP / Renkli Colour / Flemenkçe Dutch / Türkçe, İngilizce Altyazılı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Veerle Baetens
Senaryo / Screenplay: Veerle Baetens, Maarten Loix, Lize Spit
Kurgu / Editing: Thomas Pooters
Oyuncular / Cast: Charlotte De Bruyne, Sebastien Dawaele, Naomi Velissariou
Yapımcı / Producer: Bart Van Langendonck
Yapım Şirketi / Production Company: Savage Film
Dağıtımcı / Distributor: The Party Film Sales
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2023 Sundance Film Festival; Dünya Sineması Özel Jüri Ödülü En İyi Performans
2023 Sundance Film Festival; World Cinema Dramatic Special Jury Award Best Performance
When It Melts, Lize Spit'in 2016 tarihli The Melting adlı romanından uyarlandı. Film, çocukluk travması, aile dinamiklerinin etkisi ve kişisel kimlik mücadelesi temalarını işliyor. Film, küçük bir köyde iki erkek çocukla birlikte büyüyen ve onların zalim planlarına karşı güçsüz hisseden Eva'nın hikâyesini anlatıyor. On üç yıl sonra, o yazın travmasıyla yüzleşmeye kararlı bir şekilde bir buz kütlesiyle geri döner.
When It Melts is loosely based on the 2016 novel The Melting by Lize Spit. The film follows the themes of childhood trauma, the influence of family dynamics, and the struggle for personal identity. It follows the story of Eva, who grows up with two boys in a small village, feeling powerless against their cruel schemes. Thirteen years later, she returns with a block of ice, determined to confront the trauma of that summer.
Veerle Baetens
Veerle Baetens Belçikalı bir oyuncu ve şarkıcıdır. Brüksel'deki Hoger Instituut voor Dramatische Kunsten'de müzik eğitimi almıştır. 2008 yılında Sara dizisindeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu ve En Popüler TV Kişiliği dalında Flaman TV Yıldızı Ödülü'nü kazanmıştır. 2009-2012 yılları arasında Code 37 adlı hit dizide baş dedektif Hannah Maes rolünde oynadı. Belçika'nın 86. Akademi Ödülleri'ne katıldığı Broken Circle Breakdown filmindeki rolüyle 2013 yılında Avrupa Film Ödülleri'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. 2012 yılında Dallas adlı bir grup kurdu ve Take it All adlı bir albüm çıkardı.
Veerle Baetens is a Belgian actress and singer. She has a musical education at the Hoger Instituut voor Dramatische Kunsten in Brussels. In 2008 she won the Flemish TV-star Award for Best Actress and Most Popular TV Personality for her role in the TV show Sara. Between the years 2009-2012 she was in the hit show Code 37 as the lead detective Hannah Maes. She won the Best Actress award in 2013 at the European Film Awards for her role in the Broken Circle Breakdown which was Belgium’s entry for the 86th Academy Awards. In 2012 she started a band called Dallas and released an album titled Take it All. When It Melt’s is her directional debut.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2013 The Broken Circle Breakdown (Oyuncu / Actress)
2016 Un Debut Prometteur (Oyuncu / Actress)
2016 The Ardennes (Oyuncu / Actress)
2018 Tabula Rasa (Dizi / Tv Series) (Oyuncu / Actress)
2020 Mothers’ Instinct (Oyuncu / Actress)
2022 Dealer (Oyuncu / Actress)
Wild Diamond / Diamant Brut
Fransa France / 2024 / 103’ / DCP / Renkli Colour / Fransızca French / Türkçe, İngilzice Altyazılı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Agathe Riedinger
Senaryo / Screenplay: Agathe Riedinger
Kurgu / Editing: Lila Desiles
Oyuncular / Cast: Malou Khebizi, Idir Azougli, Andrea Bescond
Yapımcı / Producer: Priscilla Bertin, Judith Nora
Yapım Şirketi / Production Company: Silex Films, France 2 Cinema, Germaine Films
Dağıtımcı / Distributor: Başka Sinema
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 Cannes Film Festivali; Palme d’Or Adaylığı, Altın Kamera Adaylığı
2024 Cannes Film Festival; Palme d’Or Nomination, Golden Camera nomination
Wild Diamond, yönetmen Agathe Riedinger'in J'attends Jupiter adlı kısa filminden uyarlandı. Film, 77. Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ve Camera d'Or için yarışmak üzere seçildi ve yıldız olma umuduyla Miracle Island adlı bir reality şovun seçmelerine katılan 19 yaşındaki Liane'in hikayesini anlatıyor.
Wild Diamond was adapted from director Agathe Riedinger’s short film J’attends Jupiter. The film was selected to compete for the Palme d'Or and the Camera d’Or at the 77th Cannes Film Festival, and it follows the story of 19-year-old Liane, who auditions for a reality show called Miracle Island in the hopes of stardom.
Agathe Riedinger
Agathe Riedinger Fransız film yönetmeni ve senaristtir. Paris'teki Ecole Nationale Superieure des Arts Decoratifs'te eğitim gördü. Paul Ange Martin, Waiting for Jupiter ve Eve adlı kısa filmleri yönetmeden önce reklam ve müzik videosu yönetmenliği yaptı. Wild Diamond onun ilk yönetmenlik denemesi.
Agathe Riedinger is a French film director and screenwriter. She studied at the Ecole Nationale Superieure des Arts Decoratifs in Paris. She was a commercial and music video director before directing the short film Paul Ange Martin, Waiting for Jupiter and Eve. Wild Diamond is her directorial debut.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2015 Paul Ange Martin (Kısa Film / Short Film)
2017 Waiting for Jupiter (Kısa Film / Short Film)
2018 Eve (Kısa Film / Short film)
Zamora
Yönetmen / Director: Neri Marcore
Senaryo / Screenplay: Maurizio Careddu, Paola Mammini, Neri Marocre
Kurgu / Editing: Alessio Doglione
Oyuncular / Cast: Alberto Paradossi, Neri Marcore, Marta Gastini
Yapımcı / Producer: Augustine Sacca
Yapım Şirketi / Production Company: Pepito Productions, Rai Cinema, Film Commission Turin Piedmont
Dağıtımcı / Distributor: İtalyan Kültür
E-posta / E-mail: [email protected]
Yaş Sınırı / Age Limit: +18
2024 İtalyan Ulusal Film Yazarları Sendikası; Gümüş Kurdele En İyi Yeni Yönetmen Adaylığı, Gümüş Kurdele En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adaylığı
2024 Italian National Syndicate of Film Journalists; Silver Ribbon Best New Director Nomination, Silver Ribbon Best Supporting Actress Nomination
Neri Marcore'nin ilk yönetmenlik denemesi olan Zamora, Roberto Perrone'nin aynı adlı romanından uyarlandı. 1960'ların Milano'sunda geçen bir spor komedisi olan film, futbol tarihinin en büyük kalecilerinden biri olan Zamora lakaplı Walter Vismara'nın hikâyesini ve Vismara'nın futbol tutkusunu anlatıyor.
Zamora is the directorial debut of Neri Marcore and is based on the novel of the same name written by Roberto Perrone. The film is a sports comedy set in 1960s Milan and follows the story of Walter Vismara ironically nicknamed Zamora one of the greatest goalkeepers in football history and Vismara’s passion for football.
Neri Marcore
Neri Marcore İtalyan aktör, seslendirme sanatçısı, taklitçi, televizyon sunucusu ve şarkıcıdır. 1994'ten bu yana 22 film ve televizyon programında yer almıştır. Pupi Avati'nin yönettiği ve prömiyerini 2003 Cannes Film Festivali'nde yapan Incantato filminde rol aldı. Zamora ilk yönetmenlik denemesidir.
Neri Marcore is an Italian actor, voice actor, impressionist, television presenter, and singer. He has appeared in 22 films and television shows since 1994. He starred in the film Incantato directed by Pupi Avati which premiered at the 2003 Cannes Film Festival. Zamora is his directorial debut.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2003 Il Cuore Altrove (Oyuncu / Actor)
2006 La Seconda Notte Di Nozze (Oyuncu / Actor)
2010 Gli amici del bar Margherita (Oyuncu / Actor)
2012 Asterix and Obelix: God Save Britannia (Oyuncu / Actor)
Ulusal Belgesel Film Yarışması 1 National Documentary Film Competition 1 72’
Kökleri Dışarıda / Roots Unearthed
Türkiye Estonya, Estonia/ 2024 / 19’35’’ / DCP / Renkli Color / Türkçe, Zazaca Turkish, Zazaki / Türkçe, İngilizce Altyazı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Baran İsmail Ulaş
Yapımcılar / Producers: Baran İsmail Ulaş
E-posta / E-mail: [email protected]
Belgeselci, derin huzursuzluğunun kaynağının, doğuştan yabancısı olduğu ata topraklarının çağrısı olduğuna inanmaya başlar. Köklerine kavuşmak için yola çıkan karakterimiz, mevcut gerçekliğini atalarının geçmişiyle uzlaştırmaya çalışır. İçsel bir arayışla yönlendirilen bu yolculukta belgeselci, dağlık manzaralar boyunca ilerlerken çeşitli insanlarla karşılaşır. Her biri kendi anı ve hikayelerine sahip olan bu insanlar, karakterin aidiyet kavramının göz ardı edilen önemini keşfetmesine yardımcı olur.
A disconnected filmmaker starts to believe that the cause of his deep restlessness is the call of his homeland, where he is a stranger by birth. He sets off on a journey back to his roots, seeking to reconcile his present reality with the depths of his ancestral past. Guided by an inner longing, he traverses rugged landscapes and encounters diverse individuals, each with their own stories of history and tradition. Through introspection and connection, he discovers the unnoticed importance of belonging in one's life.
Baran İsmail Ulaş
Baran İsmail Ulaş, Baltık Film Medya Sanatları Okulu'ndan Görsel-İşitsel Medya alanında lisans derecesini tamamladı ve yakın zamanda aynı kurumda Belgesel Film alanında yüksek lisans derecesi aldı. Tallinn Üniversitesi Baltık Film Medya ve Sanat Okulu tarafından düzenlenen 'Best of BFM' Öğrenci Film Festivali'nin 11. edisyonunda, ''It's like summer, but in fact it's random'' filmiyle En İyi Belgesel Ödülü'nü kazandı.
Baran İsmail Ulaş completed his bachelor’s degree in Audiovisual Media from Baltic Film Media Arts School, and he recently received a master’s degree in Documentary Film at the same institution. He won the best documentary Award with his film ''It's like summer, but in fact it's random'' at the 11th edition of the 'Best of BFM' Student Film Festival organized by the Baltic Film, Media, and Arts School of Tallinn University.
Filmografi / Filmography
2024 Bir Arkadaşlık Hatırası / A Memory Of Friendship (Belgesel Documentary)
2020 Next Stop: Estonia (Belgesel Documentary)
Işığın Hasadı / Harvest of Light
Türkiye / 2024 / 52’ / DCP / Renkli Color / Türkçe, Kürtçe Turkish, Kurdish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Esin Özalp Öztürk
Yapımcılar / Producers: Esin Özalp Öztürk
Dünya Hakları / World Sales: [email protected]
E-posta / E-mail: [email protected]
Ankara’nın Evren ilçesinde mevsimlik işçilerinden oluşan bir topluluk yaşıyor. Soğan hasadı için aileleriyle Ankara’ya gelen işçiler, türlü zorluklarla baş etmeye çalışırken, hayatın bir ucundan tutmaya çalışıyorlar.
Turkish capital Ankara’s district Evren is home to a community of seasonal workers. The workers, who come to Evren with their families to harvest onions, are trying to cope with various difficulties while holding on to life.
Esin Özalp Öztürk
Belgesel yönetmeni ve yapımcısı. Lisans ve yüksek lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi’nde tamamladı. Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda başladığı meslek hayatında; TRT’nin İngilizce web sitesinin kurulumunda tercüman ve editör; Vizyon Dergisi’nde muhabir, TRT Belgesel Günleri’nde uluslararası kategori yönetmenler sorumlusu ve sunucu olarak çalıştı. Senaryo yazımı, fotoğrafçılık ve yazarlık eğitimleri aldı. 2014’ten beri, başta Asya-Pasifik Yayın Birliği (ABU) olmak üzere birçok uluslararası ortak yapımda çalıştı. Çalışmaları sırasında, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Avrupa Komisyonu, Dünya Bilim Forumu, Avrupa Gazetecilik Merkezi (EJC) gibi kuruluşlar, araştırma enstitüleri ve birçok ülkenin dışişleri bakanlıklarının davetlisi olarak çalıştay, seminer ve toplantılara katıldı. Balkan Bilim Gazetecileri Birliği kurucu üyelerindendir. 2023 yılında, 15 yıldır görev yaptığı TRT’den ayrıldı. Kurucusu olduğu ArtEA Prodüksiyon şirketiyle, Türkiye ve dünyadaki sosyal ve kültürel konulara odaklanan belgeseller üretmeye devam ediyor.
Documentary filmmaker. Esin holds a Bachelor of Arts (BA), and a Master of Arts (MA) from Bilkent University, Ankara. She wrote articles for the monthly periodical TRT Vizyon mostly on social, cultural, environmental, and scientific issues. While producing documentaries for TRT In-House Productions, Esin organized the international category of TRT Documentary Days for two consecutive years. For almost 10 years, she has worked in various international co-productions, primarily with the Asia-Pacific Broadcasting Union (ABU). As a selected participant, she attended workshops, seminars, and meetings held by organizations such as the United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization (UNESCO), the European Commission, the World Science Forum, the European Journalism Center (EJC), research institutes and the foreign ministries of various countries. She is one of the founding members of the Balkan Network of Science Journalists. After working for TRT for 15 years, she founded her own production company in 2023. With ArtEA Productions, she continues producing documentaries focusing on social and cultural issues in Turkey and worldwide.
Filmografi / Filmography
2022 Gizemli Doğu: Tacikistan (Belgesel Documentary)
2017 İz (Belgesel Documentary)
Ulusal Belgesel Film Yarışması 6 / National Documentary Film Competition 6 88’
İyi Ölüm
The Good Death
Türkiye, Hollanda The Netherlands / 2024 / 20’ / DCP / Renkli Color / Felemenkçe, İngilizce Dutch, English / Türkçe, İngilizce Altyazı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Hasan Ete
Yapımcılar / Producers: Hasan Ete
E-posta / E-mail: [email protected]
İyi Ölüm tıp literatüründe; bireyin mahremiyetine ve hassasiyetine saygılı, duygusal ruhsal, dini ihtiyaç ve isteklerinin karşılandığı ve vedalaşmak için yeterli zamanın olduğu ölüm olarak kabul edilmektedir. 2007 yılında kurulan Dilek Ambulansı Vakfı sınırlı vakti kalan terminal dönem hastalarının “iyi” bir biçimde yaşama veda etmesini sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Günümüzde bu vakıf, sınırlı vakti kalan her yaştan insanın son dileğini gerçekleştirmektedir. Vakfın gönüllü çalışanı olan emekli polis Frank Halter, 6 yıldır tümüyle gönüllülük esaslı sürdürülen bu çalışmaların bir parçasıdır. İyi Ölüm, sınırlı vakti kalan terminal dönem hastası Wim Beuving'in son dileklerini ve bu dileklerin gerçekleşmesi için gönüllü olarak çalışan Frank Halter ile buluşmasını tanıklık ederek Beuving'in son isteklerine odaklanmaktadır.
In the medical literature, a good death is a death that respects the privacy and sensitivity of the individual, where emotional, spiritual and religious needs and wishes are met, and where there is enough time to say goodbye. Founded in 2007, the Wish Ambulance Foundation continues to work to ensure that terminal patients with limited time can say goodbye to life in a “good” way. Today, the foundation fulfills the last wishes of people of all ages with limited time to live. Frank Halter, a retired policeman who work as a volunteer for the foundation, has been part of this voluntary work for 6 years. The Good Death focuses on the last wishes of Wim Beuving, a terminally ill man with limited time left, and his meeting with Frank Halter, who volunteers to make these wishes come true.
Hasan Ete
1997 İstanbul doğumludur. Akdeniz Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümünden mezun olmuştur. Yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiği 'Meftun' ve 'Meryem Ana' adlı iki kısa belgesel filmi bulunmaktadır. Bu filmler, ulusal ve uluslararası birçok festivalde finalist olmuş ve izleyiciyle buluşmuştur.Yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptığı Hollanda-Türkiye ortak yapımı 'İyi Ölüm' belgesel filmi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Belgesel Film Yapım Desteği’ni ve 13. Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri Proje Destek Ödülü’nü kazanmıştır. Ayrıca, 13. MakeDox Creative Documentary Film Festival, Film Forum Proje Geliştirme bölümüne seçilmiştir. Hasan Ete, günümüzde belgesel film yapımcılığına ve yönetmenliğine devam etmektedir.
Born in 1997 in Istanbul. He graduated from Akdeniz University, Department of Radio, Television and Cinema. He directed and produced two short documentary films, 'Meftun' and 'Mother Mary'. These films were finalists in many national and international festivals and met with the audience. The documentary film 'The Good Death', a Netherlands - Turkey co-production, which he produced and directed, won the Ministry of Culture and Tourism Documentary Film Production Support and the 13th International TRT Documentary Awards Project Support Award. He was also selected for the 13th MakeDox Film Forum Project Development Section. Hasan Ete continues to produce and direct documentary films.
Filmografi / Filmography
2018 Meryem Ana / Mother Mary (Belgesel Documentary)
2017 Meftun (Belgesel Documentary)
Domates Biber Depresyon / Tomato Pepper Depression
Türkiye / 2024 / 68’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish/ İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Aybüke Avcı
Yapımcılar / Producers: Emir Melek
E-posta / E-mail: [email protected]
Adana’nın Çetirevli köyündeki domatesler, biberler ve diğer tüm bitkiler ilaçlarla ayakta durmaktadır. Tıpkı köyün yarısını oluşturan teşhisli depresyon hastaları gibi. Köyün geçim kaynağı olan biber salçası yapımı hasat, ayıklama ve öğütme gibi birçok aşamadan geçerken, fiziksel olarak ağır olan işlerin insanların ruh dünyalarında yarattığı ağırlık da giderek artar. Biber hasadına denk gelen bir yaz mevsiminde, çocukluğunun yaz anılarının izini süren yönetmen, “depresyondayken biber salçası nasıl yapılır?” sorusunun peşine düşer. Kamera, depresyon hastası dayısı Mehmet, eşi Naziye ve onlarla aynı evde yaşayan ve yine depresyon hastası olan büyük dayısı Yakup’u takip eder.
Tomatoes, peppers, and all the other plants in Adana’s Çetirevli village survive on medications, just like the diagnosed depression patients who make up half of the village population. As the production of pepper paste—the village’s source of livelihood—goes through various stages such as harvesting, sorting, and grinding, the burden of physically heavy work on people’s mental worlds gradually increases. During a summer coinciding with the pepper harvest, the director retraces the summer memories of her childhood and pursues the question, "how to make pepper paste when depressed? The camera follows her uncle Mehmet, who suffers from depression, his wife Naziye, and her elder uncle Yakup, who lives in the same house and also grapples with depression.
Aybüke Avcı
Aybüke AVCI (1994, Türkiye), lise eğitimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladı. Galatasaray Üniversitesi'nde Radyo, Televizyon ve Sinema eğitimi aldı. Daha sonra çeşitli film setlerinde yönetmen yardımcısı ve sanat asistanı olarak çalıştı. Aynı zamanda "Köprüde Buluşmalar" ve "Antalya Film Forum" gibi organizasyonlarda da görev aldı. 2022-2023 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ’de film programlama ve proje geliştirme uzmanı olarak çalıştı.
Aybüke AVCI (1994, Turkey) completed her high school education at Lycée de Galatasaray. She studied Radio, Television and Cinema at Galatasaray University. Afterwards, she worked as an assistant director and art assistant on various film sets. She also worked in organizations such as "Meetings on the Bridge" and "Antalya Film Forum". Between 2022-2023, she worked as a film programming and project development specialist at Istanbul Metropolitan Municipality Kültür AŞ.
Ulusal Belgesel Film Yarışması 3 / National Documentary Film Competition 3
Kilikya'ya Yolculuk: Fejes'in İzinde
Journey to Cilicia: Traces of Fejes
Türkiye / 2024 / 64’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Zehra Yiğit, Perihan Taş Öz
Yapımcılar / Producers: Zehra Yiğit
E-posta / E-mail: [email protected]
Kilikya'ya Yolculuk, Macar öğretmen Zsigmond Fejes'in 110 yıl önce Balkanlar'dan kadim Anadolu'ya yaptığı yolculuğun izini sürüyor. Belgesel, Fejes'in bu yolculuk sırasında fotoğrafladığı insanları ve mekânları takip ederek, bu toprakların gizli kalmış hikâyelerine tanıklık etmek üzere izleyiciyi unutulmuş bir tarihin hafızasında yolculuğa davet ediyor.
Journey to Cilicia traces the journey of Hungarian teacher Zsigmond Fejes from the Balkans to ancient Anatolia 110 years ago. This documentary invites the audience to a journey throughout the memory of a forgotten history to witness the hidden stories of these lands by following the people and places that Fejes had photographed during this journey.
Zehra Yiğit
Zehra Yiğit Akdeniz Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema TV Bölümü öğretim üyesidir. Ötekisinema yazarı olan Yiğit, aynı zamanda Münster Üniversitesi Görsel Antropoloji ve Belgesel Pratiklerinde yüksek lisans yapmaktadır.
Zehra Yiğit is a faculty member at Akdeniz University, Faculty of Fine Arts, Department of Cinema TV. Yiğit, who is a writer for Ötekisinema, is also doing her master's degree in Visual Anthropology and Documentary Practices at Münster University.
Perihan Taş Öz
Perihan Taş Öz Kültür Ünivertesi, İletişim Fakültesi, Sinema Tv Bölüm öğretim üyesidir. Marmara Üniversitesinde eğitimini tamamlayan Öz, çalışmalarını yazarlık üzerinden yürütmektedir.
Perihan Taş Öz is a faculty member at Kültür University, Faculty of Communication, Department of Cinema TV. Öz, who completed her education at Marmara University, carries out her work as a writer.
Filmografi / Filmography
2020 Umutsuz / Hopeless (Belgesel Documentary)
2002 Yoldan Çıktık (Belgesel Documentary)
Ulusal Belgesel Film Yarışması 4 / National Documentary Film Competition 4
Oya
Türkiye / 2024 / 74’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Sevinç Baloğlu
Yapımcılar / Producers: Adnan Memiş
E-posta / E-mail: [email protected]
Belgesel, Yunanca ufuktan yükselen güneş anlamındaki Anadolu’da, hüzünlerini, sevinçlerini iğne ve iplikle yaptıkları üç boyutlu heykellere yansıtan Anadolu kadınına ve dünyada tek olan oya sanatına odaklanır. Gülbiye, oya ipliğini, ipek böceği yetiştirerek üreten köydeki tek kadındır. Torunu Ada’ya ipek böcekçiliğini ve oya ritüellerini masallarla öğretir. Bir koleksiyoner ise çok sevdiği bir oyanın peşinde yollara düşer. Onların hikayeleri bizi, geçmişte susturulan kadınlara dil olan, bugünse onları ekonomik özgürlüklerine kavuşturan birbirinden güzel oyalarla tanıştırır.
Gülbiye, the only woman in the village farming silkworms for the purpose of producing silk thread, teaches her granddaughter Ada about silkworm farming and the oya rituals through tales, while an oya collector embarks on a journey to discover the story behind one of his favorite oya. The story introduces to us oya's, which were once the voice of oppressed women but later became a source of empowerment by allowing women to achieve economic independence.
Sevinç Baloğlu
Sevinç Baloğlu, Ankara Üniversitesi, İletişim Fakültesi Sinema TV Bölümünü bitirdi. 1984 yılı Altın Portakal En İyi Belgesel Ödülünü alan Kula’da Üç Gün isimli filmin eş senaryo yazarı ve yönetmen yardımcılığı ile sektöre girdi. TRT ve BRT televizyonlarında çalıştı. TÜRSAK Vakfı'nın genel müdürlüğünü yaptığı 2000- 2009 yılları arasında pek çok belgesele yazar ve yapımcı olarak imza attı. 2009 yılında, SU FİLM'i kurdu ve bu çatı altında, yok olan kültürler, azınlıklar, kadın hakları ve insanlık tarihine odaklanan belgeseller yönetti. Dünyanın pek çok yerinde izleyici ile buluşmuş Tohum, Karaköy’ün Tonları, Mardik’in Helvası, Köklere Yolculuk, Göçün Buruk Yüzü bu filmlerden sadece birkaçıdır.
Sevinç Baloğlu, graduated from Ankara University Faculty of Communication Department of Radio-Television-Cinema, began her career as a co-scriptwriter and assistant director for the film "Three Days in Kula," which won the Golden Orange Best Documentary Award in 1984. She worked at TRT and BRT. Between 2000 and 2009, she served as the general manager of the Tursak Foundation and worked in the production of numerous documentaries as a writer and producer. In 2009, she founded SU Film and directed numerous documentaries that focused on disappearing cultures, minority groups, women's rights and human history. Seeds, which reached an international audience; Shades of Karakoy; Mardik's Helva; Journey to the Roots; and The Bitter Face of Migration are a few of her projects.
Filmografi / Filmography
2020 Tohum / Seeds (Belgesel Documentary)
2019 Karaköy’ün Tonları / Shades of Karaköy (Belgesel Documentary)
2017 Köklere Yolculuk / Journey to the Roots (Belgesel Documentary)
Ulusal Belgesel Film Yarışması 5 / National Documentary Film Competition 5
Sürgün Asla Bitmez
Exile Never Ends
Almanya Germany / 2024 / 99’ / DCP / Renkli Color / Türkçe, Almanca Turkish, German/ Türkçe, İngilizce Altyazı Turkish, English Subtitles
Yönetmen / Director: Bahar Bektaş
Yapımcılar / Producers: Antonia Kilian
E-posta / E-mail: [email protected]
Bahar’ın kardeşi Taner Almanya'da hapistedir ve Türkiye'ye sınır dışı edilmek üzeredir. Bahar, kardeşinin sınır dışı edilmesini beklerken kamerayı aile üyelerine doğrultur. Sakin ve hassas görüntülerle, ailenin köklerinden koparılma ve Almanya ile Türkiye arasında yeni başlangıçların duygusal ve coğrafi dünyalarını keşfeder. Bu filmle yönetmen Bahar Bektaş, iki ülke ve arada kalmışlık arasında sıkışmışken ailesi için bir gelecek talep eder. Anne babası Yıldız ve Mustafa ile kardeşleri Taner ve Onur ile yaptığı konuşmalarda geçmişe doğru acı dolu bir yolculuğa çıkar.
The 40-year-old screenwriter and social worker BAHAR is confronted with these questions when she learns that her brother TANER (38) is to be deported to Turkey. When exactly will the deportation take place? Will Taner get out of prison? And will a new start in Turkey be possible for the family? Bahar uses this time of waiting and uncertainty to hold the camera on her family members. In calm and sensitive imagery, she explores the family’s emotional and geographical worlds of uprooting and new beginnings between Germany and Turkey - while Taner’s feelings and thoughts in prison are explored only through his voice in phone calls. With this film, Bahar claims a territory for her family while being squeezed between two countries and a state of in-between.
Bahar Bektaş
Bahar Dersim'de doğdu ve dokuz yaşında Almanya'ya geldi. Toplumsal adaletsizliklerle erken yaştan beri mücadele ediyor. Gençliğinde kendini ifade etmek için ağırlıklı olarak oyunculuk, resim, müzik ve dansı kullandı. Daha sonra mülteciler, seks işçileri, dolandırıcılar, evsizler ve suçlularla sosyal pedagog olarak çalıştı. Çoğu zaman acımasız gerçeklikle ve yalın gerçekle olan bu yüzleşme onu kurmaca yazmaya yöneltti. Bu onun için yaşadıklarını sindirmenin en iyi yoluydu. Senaryo yazarlığı alanında çeşitli eğitim kurslarından sonra 2023 yılında Konrad Wolf Babelsberg Film Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini başarıyla tamamladı. Materyalinde kişisel deneyim ve gözlemlere dayanarak sosyo-politik konuları ele alıyor ve bunu gerekli ciddiyetle ama aynı zamanda çoğu zaman büyük bir mizahla uyguluyor. Almanya’da ZDF, ARD ve Warner’da yayınlanan birçok dizide senaristlik yaptı. "Sürgün Asla Bitmez” yönetmenin ilk belgeselidir.
Bahar was born in Dersim/Turkey and came to Germany at the age of nine. She dealt with social injustices at an early age. In her youth, she mainly used acting, painting, music and dance to express herself. Later she worked as a social pedagogue with refugees, prostitutes, hustlers, homeless people and criminals. This confrontation with the often brutal reality and the unvarnished truth led her to write fiction. This was the best way for her to process what she had experienced. After several training courses in screenwriting, she completed 2023 successfully her studies for a master’s degree at the Film University Konrad Wolf Babelsberg. In her material, she addresses socio-political issues based on personal experience and observation, and she implements this with the necessary seriousness, but often also with great humour. Exile Never Ends is the director's first documentary.
Ulusal Belgesel Film Yarışması 2 / National Documentary Film Competition 2
Zamanın Kıyısında Sınav
Exam on the Edge of Time
Türkiye / 2024 / 98’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: İlkay Nişancı
Yapımcılar / Producers: Hakan Fıçıcı
E-posta / E-mail: [email protected]
Hatay’da, deprem sonrası insanlar daha yakınlarının cenazelerini gömemeden sınav derdine düşerler. Öğrenciler üniversite sınavını, tüm hatıralarını kaybettiklerini bu şehirden bir çıkış yolu olarak görürken öğretmenler de farkında olmadan kendi ütopyalarını inşa ederler. Uygar kayıtsızlığın yüzlerine vurduğu bu süreçte bir yandan sınav konularını hafızalarına kazımaya çalışırken diğer yandan yıkılmış kentlerinin hatıralarını belleklerinden itmeye çalışırlar. Ama her bir sınav sorusu öğrencilere bir şeyler hatırlatır. Kimine mesafeleri, kimine devleti, kimine deniz kenarındaki bir moloz yığınını. Bir kentin belleği deniz kenarındaki o moloz yığının içinde hapsedilmişse bir gelecek kurmaya çalışan insanların verdiği varoluş mücadelesi zamanın kıyısındaki bir sınavdan başka bir şey değildir.
"Exam on the Edge of Time" follows the resilient journey of students in Turkey's earthquake-ravaged Hatay city and Samandağ district as they prepare for a life-defining university entrance exam amidst the ruins. Through the dedication of selfless teachers and the creation of an educational sanctuary, this four-part documentary delves into the unyielding spirit of a community striving to overcome the chaos, offering a poignant critique of civilization and the state, and highlighting the inequalities in the education system exposed by disaster.
İlkay Nişancı
1976 yılında Kdz. Ereğli’de doğan İlkay Nişancı, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Tv ve Sinema bölümüne girmiş, aynı fakültede Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini tamamlamıştır.
İlkay Nişancı, born in 1976 in Kdz. Ereğli. He studied at Istanbul University's Faculty of Communication, earning both his Master's and Ph.D. degrees there. Besides academia, Nişancı has a notable career in cinema and television, serving as a director and editor in documentaries, films, music videos, commercials, and TV programs. He currently teaches at Istanbul University's Faculty of Communication.
Filmografi / Filmography
2022 Eko Eko Eko (Belgesel Documentary)
2013 Kamilet (Belgesel Documentary)
2006 Bir Yudum Bekleyiş (Belgesel Documentary)
Köklere Yolculuk
Journey to the Roots
Türkiye / 2024 / 73’ / DCP / Renkli Color / Türkçe, Yunanca Turkish, Greek/ İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Bülent Vardar
Yapımcılar / Producers: Bülent Vardar
E-posta / E-mail: [email protected]
Bu proje, Kuzey Yunanistan olarak bilinen Selanik, Yenice-i Vardar’da (Giannitsa) doğan ve büyüyen dedem İbrahim Vardar ve babaannem Binnaz Vardar'ın, 1912 Balkan Savaşı sonrasında doğdukları ve yaşadıkları topraklardan ayrılmak zorunda kalmaları ve bu sürecin, yaşayan kişiler üzerinde yarattığı etkileri, travmaları anlamak için gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Kuzey Yunanistan’ı fetheden ve süreç içinde mübadeleyle yaşadıkları topraklardan ayrılmak zorunda kalan Gazi Evrenos'un ailesinin yaşadığı olaylar ve travmalar da yansıtılmıştır.
This project was carried out to understand how my grandfather İbrahim Vardar and grandmother Binnaz Vardar, who were born and raised in Yenice-i Vardar (Giannitsa), Thessaloniki, known as Northern Greece, had to leave the land where they were born and lived after the 1912 Balkan War and the effects and traumas this process had on the living people. By the way, the events and traumas experienced by the Gazi Evrenos Family, who conquered Northern Greece and had to leave the lands they lived in through population exchange, were also reflected.
Bülent Vardar
1961 yılında Ankara doğdu. 1983 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema-TV-Fotoğrafçılık Anasanat Dalından mezun oldu. Film eleştirileri ve sinema üzerine makaleleri Antrakt, 25.Kare, Altyazı, Sinematürk, Cinemascope, Cumhuriyet Pazar, T24 Pazar/Haftalık ve Gazete Pencere Pazar sinema dergilerinde ve sinemafilm.com.tr’de yayınlanmıştır. 2008 yılında Sinema Yazarları Derneği (SİYAD); 2024 yılında Sinema Araştırmaları Merkezi (SİAMER) üyesi ve Yönetim Kurulu asil üyesi olmuştur. 1989 yılında “Gemi Adamları”; 1991 yılında “Geleneksele Dönüş”; 2002 yılında “Zührap Usta” isimli belgesel filmleri çekmiştir. Halen Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema (Türkçe) Bölüm Başkanı olarak çalışmaktadır.
He was born in Ankara in 1961. He graduated from Dokuz Eylül University, Fine Arts Faculty, Cinema-TV-Photography Department in 1983. His film reviews on cinema were published in Antrakt, 25.Kare, Altyazı, Sinematürk, Cinemascope, Cumhuriyet Pazar, T24 Pazar and Gazete Pencere Pazar magazines, sinemafilm.com.tr. Both members of Cinema Writers Association (SİYAD) in 2008, Cinema Research Center (SİAMER) member of the Board of Directors in 2024. He shot documentary films called “Seamen” in 1989; “Return to the Traditional” in 1991, "Zührap Usta" in 2002. He currently works as the Head of Radio, Television and Cinema (Turkish) Department at Beykent University.
Filmografi / Filmography
2002 Zührap Usta (Belgesel Documentary)
1991 Geleneksele Dönüş (Belgesel Documentary)
Salkım Hanım’ın Taneleri
Mrs. Salkim’s Diamonds
Türkiye / 1999 / 132’ / Dijital Digital / Renkli Color / Türkçe Turkish
Yönetmen / Director: Tomris Giritlioğlu
Senaryo / Screenplay: Yılmaz Karakoyunlu, Tamer Baran, Etyen Mahçupyan
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: Yavuz Türkeri, Ercan Yılmaz
Kurgu / Editing: Mevlüt Koçak
Sanat Yönetmeni / Art Director: Mustafa Ziya Ülkenciler
Müzik / Music: Tamer Çıray
Oyuncular / Cast: Hülya Avşar, Zuhal Olcay, Kamran Usluer, Zafer Algöz
Yapımcı / Producer: Şükrü Avşar
Yapım Şirketi / Production Company: Avşar Film
Türkiye'deki birçok gayrimüslimin haksız yere aşırı ve çoğu zaman keyfi vergilere tabi tutulduğu Varlık Vergisi döneminde, Nimet ve Durmuş Niğde'den İstanbul'a taşınırlar. Durmuş'un bir handa iş bulmasına yardımcı olan arkadaşı Bekir'in yanında kalırlar. Ancak Durmuş, hırslarıyla örtüşmediği için hamal olarak çalışmaktan memnun değildir. Hanın sahibi Halit Bey'i kıskanır ve onun sahip olduğu zenginliği arzular. Bu arada Halit Bey, huzurevinde tedavi gören sevgili karısı Nora'ya uygulanan vergiyi karşılamak için mal varlığını satmaya başlar. Varlık Vergisi herkesin kaderini şekillendirmeye başlar.
During the Wealth Tax period, when many non-Muslims in Turkey were unfairly subjected to excessive and often arbitrary taxes, Nimet and Durmuş move from Niğde to Istanbul. They stay with Durmuş's friend Bekir, who helps Durmuş secure a job at an inn. However, Durmuş is dissatisfied with working as a porter, as it doesn’t align with his ambitions. He envies the inn's owner, Halit Bey, and desires the wealth he possesses. Meanwhile, Halit Bey begins to sell off his assets to cover the tax imposed on his beloved wife, Nora, who is receiving treatment in a nursing home. The Wealth Tax starts to shape everyone's fate.
Tomris Giritlioğlu
1957’de Konya’da doğan Tomris Giritlioğlu, Antakya’da büyümüştür. Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı ve Felsefe bölümlerini tamamlamıştır. TRT’de önemli belgeseller çeken Giritlioğlu, kariyerinin ilerleyen dönemlerinde film ve dizi projeleri yapmıştır. Giritlioğlu, gerek dizilerinde gerekse filmlerinde pek çok oyuncunun önemli çıkışlar yapmasına vesile olmuş veya onları keşfetmiştir. Filmlerinin çoğu bu topraklarda yaşayan ancak milliyetçi reflekslerle yurtlarından edilen ya da hayatları cehenneme çevrilen karakterlerle doludur. Suyun Öte Yanı, Yaz Yağmuru, 80. Adım, Salkım Hanım’ın Taneleri ve Güz Sancısı gibi festivallerde birçok ödül almış önemli filme imza atmıştır. 1999 yılında yönetmenliğini yaptığı Salkım Hanım’ın Taneleri filmi ile 27. Ankara Film Festivali’nde Mahmut Tali Öngören Özel Ödülü’nü almıştır. Filmlerinin yanı sıra Hatırla Sevgili ve Çemberimde Gül Oya gibi dizileriyle Türkiye toplumunun zihnine kazınan yapımlar kazandırmıştır.
Born in Konya in 1957, Tomris Giritlioğlu grew up in Antakya. She studied English Language and Literature and Philosophy at Hacettepe University. Giritlioğlu, who shot important documentaries at TRT, made film and series projects in the later stages of her career. In both her TV series and films, Giritlioğlu has discovered or helped many actors to make major debuts. Most of her films are full of characters who live here but are displaced by nationalist reflexes or whose lives are made a living hell. She has made important films such as Suyun Öte Yanı, Yaz Yağmuru, 80. Adım, Salkım Hanım'ın Taneleri and Güz Sancısı, which have received many awards at festivals. In 1999, she received the Mahmut Tali Öngören Special Award at the 27th Ankara Film Festival for her film Salkım Hanım'ın Taneleri. In addition to her films, she has also created series such as Hatırla Sevgili and Çemberimde Gül Oya that have been engraved in the minds of the Turkish society.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmography:
2009 – Güz Sancısı Kurmaca Uzun Metraj - Feature Film
1996 – 80. Adım Kurmaca Uzun Metraj - Feature Film
1991 – Suyun Öte Yanı Kurmaca Uzun Metraj - Feature Film
SONBAHAR
AUTUMN
Türkiye, Almanya Turkey, Germany / 2008 / 106’ / DCP / Renkli Color / Türkçe, Gürcüce Turkish, Georgian
Yönetmen / Director: Özcan Alper
Senaryo / Screenplay: Özcan Alper
Görüntü Yönetmeni / Director of Photography: Feza Çaldıran
Kurgu / Editing: Thomas Balkenhol
Sanat Yönetmeni / Art Director: Canan Çayır
Müzik / Music: Yuri Ryadchenko, Ayşenur Kolivar, Sumru Ağıryürüyen, Onok Bozkurt
Oyuncular / Cast: Onur Saylak, Raife Yenigül, Megi Koaladze, Serkan Keskin
Yapımcı / Prodcucer: Serkan Acar
Ortak Yapımcı /Co-Production: Ersin Çelik, Kadir Sözen
Yapım Şirketleri / Production Companies: Kuzey Film
Dünya Hakları / World Sales: Media Luna
E-posta / E-mail: [email protected]
Yusuf 1997 yılında 22 yaşında üniversite öğrencisi iken girdiği cezaevinden, 10 yıl sonra sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilir. Yusuf’u cezaevinden çıkıp geldiği Doğu Karadeniz’deki köyünde bir tek yaşlı ve hasta annesi karşılar. O cezaevinde iken babası ölmüş, ablası ise evlenip büyük bir kente taşınmıştır. Ekonomik nedenlerle sadece yaşlıların kaldığı bu dağ köyünde Yusuf bir tek çocukluk arkadaşı Mikail ile görüşürür. Sonabharın kendini yavaş yavaş kışa teslim ettiği günlerde, Yusuf Mikail ile gittiği bir meyhanede fahişelik yapan genç ve güzel Gürcü kızı Eka ile karşılaşır. Farklı dünyalardan gelen bu iki insanın birlikteliği için ne zaman ne de koşullar uygundur. Bu aşk Yusuf için son bir kez hayata tutunmak ve kendi yalnızlığından sıyrılma çabasına dönüşür.
Yusuf was released from prison in 1997 at the age of 22, when he was a university student, after 10 years due to health problems. Yusuf is welcomed in his village in the Eastern Black Sea region only by his elderly and sick mother. His father had died while he was in prison and his sister had married and moved to a big city. In this mountain village where only the elderly stay for economic reasons, Yusuf only sees his childhood friend Mikail. In the days when Sonabhar slowly gives itself over to winter, Yusuf meets Eka, a young and beautiful Georgian girl who works as a prostitute in a tavern with Mikail. Neither the time nor the circumstances are right for the union of these two people from different worlds. For Yusuf, this love turns into a last attempt to hold on to life and escape his loneliness.
Özcan Alper
1975 yılı doğumlu Özcan Alper Türk yönetmen ve senarist. Artvin'in Hopa ilçesinde doğdu ve Trabzon Lisesi'nde okudu. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümü'nde okumaya başladı ancak daha sonra Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi bölümüne geçiş yaptı ve 2003 yılında buradan mezun oldu. Alper, 1996 yılından bu yana Mezopotamya Kültür Merkezi ve Nazım Hikmet Kültür Merkezi gibi kurumlarda sinema atölyelerine katıldı. 2000 yılından itibaren aralarında Yeşim Ustaoğlu'nun filmlerinin de bulunduğu birçok filmde asistan olarak çalıştı. Momi adlı kısa filmi Hemşince çekilen ilk film oldu ve Japonya'da Tokai Şehrinde Melankoli ve Rapsodi adlı belgeseli yönetti. İlk uzun metrajlı filmi olan ve birçok ödül kazanan Sonbahar/Autumn (2008) ile büyük beğeni topladı. Alper’in yönettiği Sonbahar (2008) filmi 20. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü aldı. 2022 yılında Netflix için Aşıklar Bayramı‘nı yönetti ve Karanlık Gece filmi Antalya Film Festivali'nde yarıştı.
Özcan Alper, born in 1975, is a Turkish filmmaker and screenwriter. He was born in the Hopa district of Artvin and attended Trabzon High School. In 1992, he began studying Physics at Istanbul University but later transferred to the History of Science program in the Faculty of Letters, where he graduated in 2003. Since 1996, Alper has participated in cinema workshops at institutions like the Mesopotamia Cultural Center and the Nazım Hikmet Cultural Center. Starting in 2000, he worked as an assistant on several films, including those by Yesim Ustaoglu. His short film Momi was the first shot in the Hemsin language, and he directed the documentary Melancholy and Rhapsody in Tokai City in Japan. He received critical acclaim for his first feature-length film, Sonbahar/Autumn (2008), which won multiple awards. The film Autumn (2008), directed by Alper, won the Best Film Award at the 20th Ankara International Film Festival. In 2022, he directed Aşıklar Bayramı for Netflix, and his film Karanlık Gece competed at the Antalya Film Festival.
Seçilmiş Filmografi / Selected Filmograpy:
2022 – Karanlık Gece - Black Night Kurmaca Uzun Metraj - Feature Film
2022 – Aşıklar Bayramı - The Festival of Troubadours Kurmaca Uzun Metraj - Feature Film
2015 – Rüzgarın Hatıraları - Memories of the Wind, Kurmaca Uzun Metraj - Feature Film
Ankara Filmleri 2 / Ankara Films 2
Bir Orkestranın İzinde
Searching for 'The Band'
Türkiye / 2024 / 74’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Musa Ak, Hasan Basri Özdemir
Yapımcılar / Producers: Musa Ak, Hasan Basri Özdemir
E-posta / E-mail: [email protected]
1968 yılında Ankara’da kızlar tarafından kurulan Türkiye’nin ilk ve tek kızlar orkestrası Eroğlu Kızlar Orkestrasının Türkiye’nin önde gelen gitaristlerinden ve aranjörlerinden birisi olan Cenk Eroğlu tarafından tekrardan bir araya getirilme hikâyesi belgesel filmin konusunu oluşturmaktadır. “Bir Orkestranın İzinde” belgeselinde, günümüzde 70’li yaşlarda olan ve farklı işlerle uğraşan grup üyelerinin gitarist ve aranjör Cenk Eroğlu tarafından bulunma, bir araya getirilme, yeniden stüdyoda kayıt alma ve konser vermelerinin hikâyesi anlatılırken, dönemin müzik anlayışı, toplumsal gelişmeleri, sanat anlayışı ve sanatçıları hakkında da bilgiler verilmiştir. Karakterlerin günümüzdeki haliyle geçmişteki yaşamları iç içe geçen bir yaklaşımla anlatılmıştır.
The story of the reunion of Eroğlu Girls Orchestra, Turkey's first and only orchestra founded Ankara by girls in 1968, by one of Turkey's leading guitarists and arrangers, Cenk Eroğlu, constitutes the subject of the documentary film. Searching for 'The Band', which traces the once very popular orchestra, the story of the group members, who are now in their 70s and dealing with different jobs, are found, brought together by guitarist and arranger Cenk Eroğlu and released a single in the studio, and the musical understanding of the period is told. Also, very useful information is given about social developments, understanding of art and artists of the time. The present and past lives of the characters will be told with an approach that will be intertwined.
Musa Ak
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Sinema ve Televizyon bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Aynı anabilim dalında yüksek lisansını yaptı. Doktorasını İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim Dalında tamamladı. Çok sayıda kısa film ve belgesel film çekti. Film festivallerinde jüri üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivalinin danışmanlığını yapmaktadır. Ulusal ve uluslararası film festivalinde 30’dan fazla ödül aldı. Şu anda Karabük Üniversitesi Türker İnanoğlu İletişim Fakültesinde Doktor öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
He was born in Burdur in 1987. He completed his undergraduate education at Erciyes University, Faculty of Communication, Radio, Cinema and Television. He completed his master's degree in the same department. He completed his doctorate in Istanbul University, Department of Radio, Television and Cinema. He represented national and international film festivals.He received more than 30 awards. He is currently working as a PhD lecturer at Karabük University Türker İnanoğlu Faculty of Communication.
Hasan Basri Özdemir
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Sinema ve Televizyon Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde yüksek lisans öğrenimini tamamladı. Yeni Medya ve İletişim Alanında doktora eğitimine devam etmektedir. Çok sayıda belgesel film ve kısa film çekti. Çektiği filmlerle 100’den fazla film festivalinde ülkesini temsil etti. Kayseri Film Festivalinin kurucusu olan Hasan Basri Özdemir şu anda Kırıkkale Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.
Erciyes University, Faculty of Communication, Department of Radio, Cinema and Television. He completed his master's degree in Erciyes University, Institute of Social Sciences, Department of Public Relations and Publicity in 2009. He represented his country in more than 100 film festivals with the films he shot. He was a jury member at national and international film festivals. Hasan Basri Özdemir, the founder of Kayseri Film Festival, is currently working as a lecturer at Kırıkkale University, Radio and Television Programming Department.
Filmografi / Filmography
2019 Mavi Otel/ Feast (Belgesel Documentary)
Çerde (Belgesel Documentary)
2015 Turab (Belgesel Documentary)
Ankara Filmleri 1 / Ankara Films 1
Burası son durak: Ankara'nın başkenti / This is the last stop: Capital of Ankara
Türkiye / 2024 / 32’ / Dijital Digital / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Burkay Doğan, Hüseyin Kete
Yapımcılar / Producers: Hüseyin Kete
E-posta / E-mail: [email protected]
Ankara Kalesi’ndeki mahalleler birçok sınıfsal ve etnik grubu barındırmış ve barındırmaya devam etmektedir. Kimi köyünden kimi ülkesinden göç sırasında kimi de hayattan yediği darbeler sırasında bu mahallelere göçmek zorunda kalmışlardır. Kalenin hala onları koruyor olduğu düşüncesi belki de dışlanmış bu kesimleri burada buluşturmuştur.
The neighborhoods in Ankara Castle have hosted and continue to host many class and ethnic groups. Some of them had to migrate to these neighborhoods during migration from their villages, some from their countries, and some during the blows they suffered from life. The idea that the castle still protects them may have brought these excluded groups together here.
Burkay Doğan
1982 Ankara doğumlu. 2005 Anadolu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunu. 19. İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali’nde en iyi deneysel film ödülü aldı, 2007’de Nine Nation Animation’da dünyada 9 animasyon arasına girdi. 2009’da Adana Altın Koza Film Festivali’nde jüri özel ödülünü kazandı. Şu ana kadar 30’a yakın kısa film ve belgesel üretti.
Born in 1982 in Ankara. 2005 Anadolu University Civil Engineering graduate. At the 19th Istanbul International Short Film Festival, he received the best experimental film award, and in 2007 he was among the 9 animations in the world at Nine Nation Animation. In 2009, he won the special jury award at Adana Altın Koza Film Festival. He has produced nearly 30 short films and documentaries so far.
Hüseyin Kete
1979 Tunceli doğumlu. 2000 yılında ankara üniversitesi DTCF’nde Sosyal Antropoloji okudu. Uzun yıllar mevsimlik tarım işçileri ve göçmenler ile ilgili saha çalışmaları yaptı. 2022’de Ağlayan Konak ismiyle ilk öykü kitabı yayımlandı. 2022’de Kasa kısa filmi Adana Altınkoza Film Festivali’nde; 2023’te "Bir Çift Göz" kısa filmi İşçi Filmleri Festivali’nde gösterildi.
Born in 1979 in Tunceli. In 2000, he studied Social Anthropology at Ankara University, DTCF. For many years, he conducted field studies on seasonal agricultural workers and migrants. In 2022, his first story book was published under the title of Crying Mansion. In 2022, his short film Kasa was screened at Adana Altın Koza Film Festival; in 2023, his short film Bir Çift Göz was screened at the Workers' Film Festival.
Filmografi / Filmography
2015 Poşet (Belgesel Documentary)
2015 Terörün Cizresi (Belgesel Documentary)
2018 Vahide (Kısa Short)
Çıkıştan Sonra / Making Space
Türkiye / 2024 / 69’ / DCP / Renkli Color / Türkçe Turkish / İngilizce Altyazı English Subtitles
Yönetmen / Director: Deniz Zorlu ve Eda Arısoy
Yapımcılar / Producers: Deniz Zorlu ve Eda Arısoy
E-posta / E-mail: [email protected]
Ankara’nın Ulus semtinde yer alan Pilavoğlu ve Pirinç Han’daki sanatçı ve zanaatkâr atölye sahipleri, Ulus semtinin dönüşümünde, yeniden yaratılmasında yer alan gizli başrol oyuncularıdır. Bu insanlar kişisel hikayeleri ve deneyimlerini yeni bir hayata duydukları tutkuları ile birleştirmiş, birbirlerini bulmuş ve birlikte Han’ın geçmiş mirasından kopmadan, yenilikçi bir ortak yaşam alanı yaratmışlardır. Yüzlerce yıllık, tarihi Pilavoğlu ve Pirinçhan’a atölye açan ve üretimleriyle semti renklendiren, hareketlendiren Han sakinleri, bir taraftan kendi bireysel hikayelerine farklı bir yön verir ve yaşamlarında yeni bir evreye girerlerken, bir taraftan da Ulus semtinin tarihinde önemli bir değişim rüzgarının esmesini sağlarlar.
The artists and artisans who own workshops in Pilavoğlu and Pirinç Han, located in Ankara's Ulus district, are the unsung heroes in the transformation and revitalization of the area. These individuals have combined their personal stories and experiences with their passion for a new way of life, finding one another and together creating an innovative communal space that remains true to the Han's historical heritage. The residents of Pilavoğlu and Pirinç Han have revitalized the district through their workshops and creative endeavors. As they navigate new paths in their personal lives and enter a fresh phase, they have also sparked a significant wind of change in the history of the Ulus district.
Deniz Zorlu
Deniz Zorlu, 2017 yılında Kanada'da Queen's Üniversitesi'nden doktora derecesini aldıktan sonra, 2018'den itibaren Türkiye'deki çeşitli üniversitelerin film ve yeni medya bölümlerinde çalışmaktadır. 2021'den beri Ankara Bilim Üniversitesi'nde görev yapmaktadır. 2012-2017 yılları arasında Queen's Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi, Öğretim Asistanı ve Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. Daha önce lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi'nden ve yüksek lisans derecesini Koç Üniversitesi'nden aldı. Saygın uluslararası dergilerde birçok makale yayımlamıştır. Akademik çalışmalarının yanı sıra uluslararası film festivallerinin organizasyonunda da görev almıştır.
Deniz Zorlu has been working in the film and new media departments in different universities in Turkey since 2018 after getting his PhD degree from Queen's University in Canada in 2017. He has been working at Ankara Science University since the 2021. He worked as a Teaching Fellow, Teaching Assistant and Research Assistant at Queen's from 2012 to 2017. Previously, he got his bachelor’s degree from Boğaziçi University and his master’s degree from Koç University in Turkey. He has published several articles in esteemed international journals. Besides his academic endeavors, he also worked in the organization of international film festivals.
Eda Arısoy
1996 yılında fotoğrafçılığa başladı. 1999-2004 yılları arasında belgesel fotoğrafçılığa, özellikle sahne fotoğrafçılığına odaklandı. 2003 yılında kısa film alanında çalışmaya başladı ve 2010 yılında video prodüksiyonuna adım attı. Fotoğraf alanında grup ve kişisel sergilere katıldı. Birçok kısa film, reklam ve tanıtım videosunda yönetmen ve görüntü yönetmeni olarak yer aldı. 2023 yılında yayımlanan kurgusal kısa filmi "Saklı" ve deneysel filmi "Salıncak" ulusal ve uluslararası alanda birçok ödül aldı. 2002'den beri üyesi olduğu Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği'nin (AFSAD) 2015-2017 yılları arasında Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yaptı. 2009-2017 yılları arasında AFSAD bünyesinde kısa film ve sinema atölyeleri düzenledi. Bağımsız projelerinin yanı sıra, şu anda Ankara Bilim Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Film Tasarımı ve Yönetimi Bölümü'nde tam zamanlı akademisyen olarak görev yapmaktadır.
In 1996, she started photography. From 1999 to 2004, she focused on documentary photography, particularly stage photography. In 2003, she began working in the field of short films, and in 2010, she ventured into video production. She participated in group and solo exhibitions in the field of photography. She directed and took part as cinematographer for numerous short films, advertisements, and promotional videos. Her fictional short film "Hidden" and experimental film "Swing," released in 2023, have received numerous national and international awards. She served as the Head of Board of Directors of the Ankara Art Photographers Association, of which she has been a member since 2002, from 2015 to 2017. Between 2009 and 2017, she conducted short film and cinema workshops within AFSAD. In addition to her independent projects, she is currently employed as a full-time academician in the Department of Film Design and Directiong at Ankara Science University, Faculty of Fine Arts and Design.
Filmografi / Filmography
2023 Saklı / Hidden (Kısa Short)
2018 Frekans (Kısa Short)
2004 2 Duyu (Kısa Short)
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Selanik Belgesel Festivali, Özel Mansiyon, Uluslararası Af Ödülü
2024 Thessaloniki Documentary Festival, Special Mention, Amnesty International Award
*2024 Uluslararası DokuFest Belgesel ve Kısa Film Festivali, Özel Mansiyon, En İyi Balkan Belgeseli
2024 International DokuFest Documentary and Short Film Festival, Special Mention, Best Balkan Documentary
*Yunanca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Kiliselerin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının bireyin hak ve özgürlüklerini hiçe sayarak yaptıkları propagandalarla doğrudan vicdanını hedef almalarını; karar alma süreçlerini etkilemeye çalışmalarını; zaten hayatlarının kırılgan bir döneminde bulunan insanların, öncelikle de kadınların bu nedenle yaşadıkları çelişkiyi ve çektiği acıyı bütün yönleriyle anlatıyor, Boşluktaki Bedenler. Bu yaratıcı hibrit belgesel, AB üyesi devletlerin kürtaj, tüp bebek ve ötanazi yasalarındaki tutarsızlıklar nedeniyle bir ülkeden diğerine giden kadınları takip ediyor. Elina Psykou, bedenin özerkliğinin altını çizen hak ve özgürlük temelli bir ‘kadın filmi’ yapmış, ama bütün meşru karşı görüşlere de yer vermiş. Yönetmenin önceki filmleri gibi Yunanistan’ın Tuhaf Dalga akımından izler taşıyan Boşluktaki Bedenler etik yaklaşımının sağlamlığının yanı sıra, disiplinlerarası öğeler barındıran, özgün bir anlatı.
*Churches, political parties and NGO’s directly target consciences through propaganda, disregarding individual’s rights and freedoms, trying to manipulate their decisions. Stray Bodies explain in all aspects how people, especially women at a fragile moment of their lives, are riddled with dilemmas and suffer from this propaganda. This creative hybrid documentary follows women who are forced to travel from one country to the other, due to legal inconsistencies among the EU states concerning laws on abortion, in vitro fertilization and euthanasia. Elina Psykou accomplishes a ‘woman’s film’ underlining the autonomy of human body based on rights and freedoms, while also acknowledging legitimate controversial opinions. Like the director’s previous works, Stray Bodies has touches of the Greek Weird Wave. Besides its firm ethical approach, it is an interdisciplinary, original narrative.
Faruk, Aslı Özge’nin gerçek mekânlarda çekilen, gerçek karakterler ve olaylara dayanan yeni filmi, sadece kentsel dönüşüm ve nezihleştirmenin etkilerini değil, bir baba-kız ilişkisinin karmaşıklıklarını da gözler önüne seriyor. Berlin Film Festivali’nde Türkiye’den gösterilen tek uzun metrajlı filmin ana kahramanı, 90’lı yaşlarındaki, filme adını veren Faruk. On yıllardır oturduğu apartmanın yıkımı yaklaşırken Faruk, kaçınılmaz sonu geciktirme umuduyla bina yönetimi toplantılarına katılır. Kızının bu konu üzerine çektiği filmin ana kahramanına dönüştüğündeyse gerçek ile kurgu yavaş yavaş iç içe geçmeye başlar.
Hollywood’da sessiz sinema yıllarında sette bir kaza yaşayan dublör Ray Walker hastaneye getirilir. Burada küçük bir kızla arkadaşlık kurar ve kız ona zalim bir hükümdardan öç alan efsanevi kahramanlarla dolu fantastik bir hikaye anlatır. Hikaye onları hastaneden hayal gücünün diyarına taşır.
Düşüş fimini sinemada izlemek için hemen biletinizi alın!
Tereddüt Çizgisi, Avukat Canan’ın masum olduğuna inandığı ve uzun süredir savunduğu bir cinayet zanlısının hüküm duruşması gününde kendi vicdanıyla yüzleşmek zorunda kalmasının hikâyesini anlatıyor.
İdealist bir ceza avukatı olan Canan’ın hayatı, gündüzleri adliyede, geceleri ise hastanede solunum cihazına bağlı yaşayan annesinin yanında mekik dokuyarak geçmektedir. Uzun süredir emek verdiği bir cinayet zanlısının karar duruşması gününde Canan; annesi, hâkim ve sanığın hayatını etkileyecek ahlaki bir tercih yapmak durumunda kalır.
Mükemmel Günler, Hirayama, Tokyo'daki umumi tuvaletlerin bakımını yaparak geçimini sağlar. Sıradan bir yaşam süren Hirayama’nın müziğe, kitaplara ve fotoğrafını çekmeyi sevdiği ağaçlara karşı bir tutkusu vardır. Bununla birlikte, bir dizi beklenmedik karşılaşma, yavaş yavaş geçmişi hakkında daha fazla şey ortaya çıkarır ve günlük yaşamının sadeliğinin ona özlediği mutluluğu vermesinin nedenlerini ortaya çıkarır.
Salih ve Ayşe, altı yaşındaki hiç konuşmayan oğulları Emre ile İstanbul’un kentsel dönüşüme girmek üzere olan bir semtinde yaşamaktadır. Salih’in beyaz yakalı hayatı, işten çıkarılması ile sekteye uğramıştır. Ayşe ise telefonla sigorta satışı işinde evden çalışma sistemine geçirilmiştir. Bir yandan da oturdukları evin kirasını karşılayamadıkları için bütçelerine uygun ev aramaktadırlar. Motosikletleriyle yolcu taşıyabilecekleri yeni bir iş modeli olduğunu öğrenince sisteme Salih’in adına kayıt olurlar. Biraz daha ek gelir elde edebilmek için Ayşe de kapalı bir kaskın altına gizlenerek ve hiç konuşmayarak kimliğini saklayıp eşiyle dönüşümlü çalışmaya başlar. Rosinante adını verdikleri motosikletleriyle yolcu taşırken bilmedikleri bambaşka bir İstanbul’la karşılaşırlar. Ta ki Rosinante çalınana dek.
Balık Kırgını filmi için hemen sinema biletinizi alın!
Hiroshima mon amour/Hiroşima Sevgilim
by Alain Resnais• 1959• 1h31• Fiction• Drama, Literary adaptation
with Emmanuelle Riva, Okoda Eiji, Stella Dassas
Hiroshima mon amour tells an unforgettable and profound love story set in Hiroshima, Japan, after World War II. A French woman (Emmanuelle Riva) arrives in Hiroshima to film an anti-war movie and embarks on a passionate relationship with a Japanese man (Eiji Okada). Recognized as a significant work of the French New Wave (Nouvelle Vague), the film brings a fresh dimension to cinematic language, using time and space in a uniquely unconventional way.
*Orjinal dilinde, ingilizce altyazılı olarak gösterilecektir.
Cléo de 5 à 7/Cleo from 5 to 7/5’ten 7’ye Cleo
by Agnès Varda• 1962• 1h30• Fiction• Drama
with Corinne Marchand, Michel Legrand, Antoine Bourseillier
Agnès Varda imzalı feminist klasik Beşten Yediye Cleo modernist Avrupa sinemasının en güçlü örneklerinden birini temsil ediyor. Kentli bir kadının ölüm ve hastalık korkusunu, özgün bir zaman ve mekan anlayışı ve sinema diliyle anlatan Varda, yeni dalga gibi sinemayı yenileştiren bir akım içinde kadınların sinemasına yepyeni bir pencere açıyor.
*Orjinal dilinde, Türkçe altyazılı olarak gösterilecektir.
Z
by Costa Gavras• 1969• 2h05• Fiction• Drama, Classics, Literary adaptation
with Jean-Louis Trintignant, Yves Montand, Jacques Perrin, Charles Denner
Yves Montard, liberal ve haliyle bolca düşmana sahip bir politikacıdır. Bir gün devletin sağ cenahı tarafından düzenlenen bir suikastin neticesinde öldürülür. Devletin artık yeni görevi, bu korkunç cinayeti saklayıp zamanı gelince tümden örtbas etmektir. Formalite gereği açılan davaya atanan savcı, olayı inceledikçe bunun sıradan bir dava olmadığını fark eder. Kısa bir süre sonra bu davanın peşine iyice kapılır ve devletin derinliklerinde ve bağırsaklarında amansız bir yolculuğa çıkar.
Costa Gavras'ın bol ödüllü filmi gösterildiği sene En İyi Yabancı Film Oscar'ının yanısıra bir de En İyi Film Oscar'ı adaylığı kazanmıştı.
*Orjinal dilinde, Türkçe altyazılı olarak gösterilecektir.
À bout de souffle/Breathless/Serseri Aşıklar
by Jean-Luc Godard• 1960• 1h30• Fiction• Drama, Classics
with Jean Seberg, Jean-Paul Belmondo
Michel Poiccard (Jean-Paul Belmando), Marsilya’da bir otomobil çalar ve yolda bir polis öldürür. Paris’te Champs Elysées’de New York Herald Tribune gazetesi için stajyerlik yapan genç Amerikalı Patricia’yı (Jean Seberg) bulur. Daha önce bir kaç gece birlikte olmuşlardır.
Bir yandan Michel polis tarafından aranırken eski arkadaşlarıyla buluşup Roma’ya gidecek parayı almaya elde etmeye çabalar. Bu arada Patricia’yı da yanında götürmek ister. Patricia Michel’in cazibesine karşı koymakta güçlük çeker, duygularından emin olamaz.
Sonunda Patricia ile birlikte kaçak hayatına başladıklarında kız onu polise gammazlar. Michel Montparnasse’da bir sokakta vurulur.
Trufault’nun bir gazete haberinden yola çıkarak geliştirdiği fikrini Godard o güne dek dünyada örneği görülmemiş serbestlikte bir stilde ve sayısız okumaya açık, olabildiğince sempatik bir şekilde ortaya koyuyor. Karşımızda Fransız Yeni Dalgası’nın en müstesna yapıtlarından biri duruyor.
*Orjinal dilinde, Türkçe altyazılı olarak gösterilecektir.
Emekli oyuncu Alexander, ailesi ve arkadaşlarıyla doğum gününü kutlarken televizyonda III. Dünya Savaşı’nın ve nükleer bir felaketin kapıda olduğu duyurulur. Varoluşsal bir krizle karşı karşıya kalan Alexander, felaketi önlemek için değer verdiği her şeyden vazgeçmeye ant içer.
Kurban filmini sinemada izlemek için hemen biletini al!
Annesinin hapis cezası yüzünden hapishanede büyümek zorunda kalan Barış, bütün mahkumların neşe kaynağıdır. Siyasi mahkumlardan biri olan İnci ile arasındaki yakınlık diğer bütün mahkumlarla olandan çok daha farklıdır.
Küçük Barış ile İnci arasında gelişen bu sevgi dolu dostluk, hapishane duvarlarını bile delen koskoca bir dünya yaratmalarını sağlayacaktır.
Uçurtmayı Vurmasınlar filmini sinemada izlemek için hemen biletini al!
1950. Meksiko’da yaşayan Amerikalı William Lee, görüştüğü birkaç Amerikalı dışında günlerini neredeyse tamamen yalnız geçirir. Şehre yeni gelen eski asker Eugene Allerton’la tanıştığında, hayatında ilk defa biriyle derin bir bağ kurma şansı olabileceğini fark eder.
Queer filmini sinemada izlemek için hemen biletini al!
2024 Cannes Jüri Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu (tüm ekip), Müzik Ödülü
2024 Toronto Variety Sanatçı Ödülü (Müzik)
Günümüz sinemasının aykırı seslerinden Jacques Audiard’dan, Meksika’yı mesken tutan, türlerin sınırlarını zorlayan sıradışı bir suç müzikali. Sürekli çalışsa da hiç takdir görmeyen avukat Rita (Zoe Saldaña), dev bir uyuşturucu kartelinin lideri Manitas (Karla Sofía Gascón) için özel bir göreve atanır. Rita, Manitas’ın her zaman olmayı hayal ettiği kadına, Emilia Pérez’e dönüşmesine yardım edecektir. Rita, Emilia’nın karısıyla (Selena Gomez) el ele verip, Manitas için sahte bir cenaze ve bir dizi uyum süreci ameliyatı ayarlar. Ancak Emilia yeni hayatına nihayet kavuştuğunda, geçmiş yakasını bir türlü bırakmaz. Bu yıl Cannes’da Zoe Saldana, Selena Gomez, Karla Sofía Gascón ve Adriana Paz’dan oluşan oyuncu kadrosu En İyi Kadın Oyuncu ödülünü paylaşan EMILIA PÉREZ, yönetmen Jacques Audiard’a da Jüri Ödül’ü kazandırdı.
*9 Kasım Gece Yarısı Gösterimidir.
Kız kardeşler July ve September çok yakın ama oldukça farklıdır: September koruyucu ve güvensiz; July ise açık sözlü ve meraklıdır. Okuldaki bir olay, onları anneleriyle birlikte eski bir tatil evine kaçmaya zorlar. Burada, bir dizi gerçeküstü olay, July’ın kavrayamadığı şekillerde aralarındaki bağı değiştirir.
September Says filmini sinemada izlemek için hemen biletini al!
12 yaşındaki Bailey, bekâr babası Bug ve kardeşi Hunter ile birlikte Kuzey Kent'te bir gecekonduda yaşamaktadır. Bug'ın çocuklarına ayıracak pek vakti yoktur ve ergenliğe yaklaşmakta olan Bailey ilgiyi ve macerayı başka yerlerde aramaktadır.
Kuş filmini sinemada izlemek için hemen biletini al!
Açılış Filmi
*1962 Venedik Film Festivali, Resmi Yarışma
*1962 Venice Film Festival, Official Competition
*İngilizce; Türkçe Altyazılı
*Bir adam tutuklanır, ama neden tutuklandığını, ne suç işlediğini bir türlü öğrenemez. 14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin Akademik Program teması “Adil Yargılanma Hakkı”nı sinemada Dava’dan daha iyi anlatabilen bir klasik yoktur. Orson Welles’in Franz Kafka’nın 1924 tarihli aynı adlı romanından 1963 yapımı uyarlaması, bireyin otorite karşısındaki çaresizliğini ironik bir gerilime dönüştürüyor. Welles’in “en otobiyografik filmim” diye tanımladığı bu klasik, güncelliğini hala koruyor. 60. yıldönümünde restore edilince sinematografik değeri de daha iyi anlaşıldı. Welles’in dehasının Edmond Richard’ın görüntü yönetimiyle desteklendiği siyah beyaz filmin ünlü tablolar ve mimariden esinlenen kompozisyonları hayranlık uyandırıcı.
*A man is arrested, but he cannot learn why he was arrested and what is the nature of his crime. No film better illustrates the concept of the “Right to a Fair Trial” than The Trial, the theme of the Academic Program at the 14th International Crime and Punishment Film Festival. Orson Welles’ 1963 adaptation of Franz Kafka’s eponymous novel from 1924 is an ironical thriller transforming an individual’s despair before the authorities. Welles defined this classic as his “most autobiographical film” and it still remains very much up-to-date. Welles’ genius is supported by Edmond Richard’s cinematography in this black and white film which mesmerizes with its compositions inspired by famous paintings and architecture.
Başarılı bir avukat olan Ellen (Adinia Wirasti), tek çocuğu Kiara'ya (Aurora Ribero) yeterince zaman ayıramayan bekar bir annedir ve Kiara zamanla duygularını sosyal medyada açığa vuran asi bir genç kıza dönüşür. Ellen ve Kiara, Kiara'ya çok düşkün olan Ellen'in annesi, Agatha (Niniek L. Karim) ile birlikte yaşamaktadır. Agatha’nın kalp krizi sonucu vefat etmesiyle, çocukluğundan beri büyükannesiyle çok yakın olan Kiara derinden sarsılır. Ellen, Kiara'yı eğlendirmek için tatile çıkmaya ikna eder, böylece birlikte vakit geçirip Ellen’ın yoğun iş hayatı yüzünden kaçırdığı zamanları telafi edebilirler. Sonunda Sumba'ya giderler ve Kiara eve neşeli bir ruh haliyle döner. Jakarta’ya döndüklerinde, Ellen’ı ofiste büyük bir sorun bekler. Iwan (Ernest Prakasa) ile birlikte çalıştığı büyük proje tehlikeye girmiştir. Ellen yoğunluktan dolayı, Kiara’nın uzun süredir hazırlandığı ve televizyon yetenek yarışması için yapılacak seçmelere katılma sözünü tutamaz. Bu olay Kiara’nın öfkelenmesine neden olur ve Sumba’ya tek başına gider, çünkü son kez orada bir mutluluk ışığı hissetmiştir. Kiara annesine tekrar güvenebilecek mi? Ellen bu küçük aileyi yeniden bir araya getirebilecek mi?
Ellen (Adinia Wirasti), a successful lawyer, is a single mom who rarely spends time for her only child Kiara (Aurora Ribero), who eventually grows as a rebellious teenager who has more to vent her emotions on social media. They live with Agatha (Niniek L. Karim), Ellen's mother who is very fond of Kiara. When Agatha died of a heart attack, Kiara who since childhood very close to her grandmother immediately shaken. To entertain Kiara, Ellen invites away on vacation so that they can both spend quality time to treat the times in which Ellen is too busy working. They finally went to Sumba, and Kiara went home with carefree heart. In Jakarta, Ellen immediately greeted a big problem in the office. The big project he's working with Iwan (Ernest Prakasa) is in danger of falling apart. Finally because busy, Ellen did not keep his promise to watch Kiara appear in audition talent search event on television that Kiara prepared for a long time. Kiara was angry and went to Sumba alone, where the last time he could feel a glimmer of happiness. Will Kiara be able to trust her mother again? Is Ellen able to knit back this little family?
Scott Hastings (Paul Mercurio) altı yaşından itibaren balo salonu dans şampiyonu olmak için eğitilmektedir. Hırslı annesi Shirley (Pat Thomson), Scott’ın dans partneri Liz (Gia Carides) ile büyük bir geleceği olacağına inanır. Ancak Scott'ın geleneksel danslara kendi adımlarını katma arzusu, kariyerini tehlikeye sokar. Liz, Ken Railings (John Hannan) ile birlikte olmak için ortaklığı bozar ve Scott, muhafazakâr dans yetkilileri Les Kendall (Peter Whitford) ve Barry Fife (Bill Hunter) tarafından kuralları çiğnememesi konusunda uyarılır. Shirley Hastings ve Les Kendall tarafından yönetilen akademide utangaç bir öğrenci olan Fran (Tara Morice), Scott'a Pan Pacific şampiyonasında onunla dans etmek istediğini söyler. Fran, Scott’ı babası Rico (Antonio Vargas) ve büyükannesi Ya Ya (Armonia Benedito) ile tanıştırır. Rico ve Ya Ya, Scott’a paso doble dansının ruhunu ve tutkusunu öğreterek ona ilham kaynağı olurlar. Shirley, Scott'ın Pan Pacific Grand Prix'sinde yetenekli dansçı Tina Sparkle (Sonia Kruger) ile partner olması konusunda ısrar eder. Scott isteksizce kabul eder ama sonra hatasını anlar ve Fran'e kendisiyle dans etmeyi teklif eder. Yarışma sırasında Barry Fife, ikiliyi diskalifiye eder, ancak Scott’ın babası Doug (Barry Otto) bu duruma karşı çıkar ve onları destekler. Barry’nin tek başına başlattığı alkış, giderek büyük bir coşkuya dönüşür. Scott ve Fran, izleyiciyi paso doble yorumlarıyla büyüler ve büyük bir başarı elde ederler.
Scott Hastings (Paul Mercurio) has been trained from the age of six to become a ballroom dancing champion. His ambitious mother, Shirley (Pat Thomson), sees a golden future for Scott with his partner Liz (Gia Carides). But Scott’s desire to bring his own steps into traditional dances finds his career in danger. Liz breaks the partnership to take up with Ken Railings (John Hannan), and Scott is warned by conservative dance officials Les Kendall (Peter Whitford) and Barry Fife (Bill Hunter) not to break the rules. Fran (Tara Morice), a shy student at the academy run by Shirley Hastings and Les Kendall, tells Scott she wants to dance with him at the Pan Pacific championships. She takes him to meet her father Rico (Antonio Vargas) and grandmother Ya Ya (Armonia Benedito), who inspire Scott with lessons on how to dance the paso doble. Shirley insists that Scott partner the accomplished Tina Sparkle (Sonia Kruger) at the Pan Pacific Grand Prix. Scott reluctantly agrees before realising his error and asks Fran if she will partner him. When Barry Fife disqualifies them during the competition, Scott’s father, Doug (Barry Otto), steps forward to support the couple. Barry’s lone handclap turns into a thunderous ovation. Scott and Fran thrill the audience with their interpretation of the paso doble.
Ünlü bir akademisyen olan Berna Tuna’nın ölümü, kocası Macit için geçmişteki hatalarıyla yüzleşmek ve yıllardır ihmal ettiği kızı İpek ile ilişkisini pekiştirmek için bir fırsattır. Oğlu Alp ile eşinin asistanı Feyza’nın Berna’nın mirasına olan bağlılığı bu yeniden başlangıç ümidini bir sınava dönüştürecektir.
Büyük Kuşatma filmi için hemen sinema biletinizi alın!
"Eternal Sunshine of the Spotless Mind" filminin okumasını, sinema dilinin unsurlarıyla kurulan anlamlarını deşifre ederek yapacağız.
Mehmet Sindel’den Eternal Sunshine of the Spotless Mind Film Okuması, 30 Kasım Cumartesi günü saat 13.30’da Kadıköy Sineması’nda!
Kült Kavaklıdere'de, Mehmet Sindel ile unutulmaz bir film analizine davetlisiniz! Bu etkinlikte, "Sil Baştan" (Eternal Sunshine of the Spotless Mind) filmini ele alacağız. Jim Carrey ve Kate Winslet’in başrollerini paylaştığı film, hafıza silme teknolojisi üzerinden ilişkiler, aşk ve bireysel kimlik üzerine önemli sorular ortaya koyuyor. Filmdeki karakterler, anlatım teknikleri ve filmde kullanılan temalar üzerine konuşacağız.
Zazie dans le métro/Zazie in the Metro/Zazi Metroda
by Louis Malle• 1960• 1h29• Fiction• Comedy, Literary adaptation, Adventure, Young audience, Classics
with Philippe Noiret, Catherine Demongeot, Jacques Dufilho
Zazi Metroda (Fransızca: Zazie dans le métro) Louis Malle tarafından yönetilen 1960 yapımı Fransız komedi filmi. Raymond Queneau'nun aynı adlı romanından uyarlanmıştır.Küçük kız çocuğu Zazi, taşradan Paris'e Amcası Gabriel'in evinde kalmaya gelir. Zazi'nin hayallerini Paris metrosunda gezmek süslemektedir. Bu amaçla Gabriel'in evinden kaçar.
*Orjinal dilinde, Türkçe altyazılı olarak gösterilecektir.
Hikaye, farklı mizaç ve yaşam tarzına sahip iki kişinin etrafında dönüyor. İkili, bekar yaşam üzerine yazılmış bir deneme aracılığıyla tanışır ve eski anılar yeniden canlanarak geçmişin yaralarını açar. Park Yeong-ho (Lee Dong-wook), 300.000 takipçisi olan ve bekar olmaktan hoşlanan bir eğitmen ve influencer'dır. Joo Hyeon-jin (Im Soo-jung), Park Yeong-ho'nun üniversite arkadaşı ve bir yayınevinin genel yayın yönetmeni ve “Şehirde Bekar” başlıklı deneme serisinin sorumlusudur.
The story revolves around two people who have different temperament and lifestyle. They meet via an essay about single life, and then old memories are rekindled, opening the past wounds. Park Yeong-ho (Lee Dong-wook) is an instructor and influencer with 300,000 followers, who enjoys being single. Joo Hyeon-jin (Im Soo-jung) is Park Yeong-ho's college junior and an editor-in-chief of a publishing company and in-charge of the essay series titled “Single in the City”.
14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Göteborg Film Festivali, Uluslararası Yarışma
2024 Göteborg Film Festival, International Competition
*20124 Şark Ekspresi Film Festivali, Resmi Seçki
2024 Orient Express Film Festival, Official Selection
*Kürtçe ; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Mehmet Ali Konar, Türkiye gündeminden düşmeyen ağır politik sorunları, masum çocukların gözünden, incelikle ve dokunaklı biçimde anlatabilme becerisini bir kez daha gösteriyor. Renksiz Rüya filminde olduğu gibi karakterlerinin zaman algısını filmin temposuna uyarlıyor. Türkiye’nin yasaklar, kayıplar ve başka dertlerle yaralı Kürt coğrafyasında geçen bu filmde, ölümcül bir hastalıktan mustarip baba Ciwan, ergenlik çağındaki oğlu Feyzi’ye bildiği her şeyi öğretmeye çalışırken politik gerilimin ortasında, iki taraf arasında sıkışıyor.
*Mehmet Ali Konar once again demonstrates his capacity to gently and emotionally reflect on grave political problems that never fall of the agenda in Turkiye, through the eyes of innocent children. Just like his Colorless Dream, he adapts his characters’ perception of time to the film’s pace. Set in the Kurdish region of Turkey troubled with bans, disappearances and other worries, the film follows a terminally ill father as he tries to pass all his knowledge to his teenage son while struggling inside a political conflict, torn between sides.
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Selanik Belgesel Festivali, Altın İskender ve FIPRESCI Ödülü
2024 Thessaloniki Documentary Film Festival Golden Alexander and FIPRESCI Award
*2024 Erivan Altın Kayısı Film Festivali, Bölgesel Panorama, Gümüş Kayısı
2024 Yerevan Golden Apricot Film Festival, Regional Panorama, Silver Apricot
*2024 Tayvan Belgesel Festivali, Seyirci Ödülü
2024 Taiwan Documentary Festival, Audience Award
*2024 Resmi seçki / Official selection:
BFI London, Busan, DocuFest, Hong Kong, Hot Docs, Munich, Sydney, Visions du Réel
*Farsça; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Çalınan Gezegenim, Ferahnaz Şerifi’nin doğduğu yıl yapılan İslam devriminin getirdiği hicap zorunluluğuna karşı çıkan kadınların miting görüntüleriyle başlıyor; 2022’de Mehsa Jina Emini’nin katledilmesinin doruğa çıkardığı aynı amaçlı protestolarla sona eriyor. Yönetmen Şerifi, devrim öncesinden kayıtlar toplayarak hem bir günce hem bir tür sivil arşiv oluşturmuş. Çeşitli aile kutlamalarının 8mm görüntülerini; bir zamanlar polis baskını korkusu olmadan herkesin dilediği gibi giyindiği, yiyip içtiği, müzik çalıp dans ettiği seküler bir ülkenin unutturulmaya çalışılan imgelerini günümüzün baskılarıyla karşılaştırıyor. İran’daki kamusal hayatı okula başlayana dek ev içinde sürdüğü hayatla kıyaslayınca başka bir gezegen olarak tanımlayacak kadar farklı bulan Şerifi, yetişkin bir yönetmen olarak bize derlediği arşiv kayıtlarıyla kendi gezegeninin neye benzediğini hatırlatıyor. Kahkahalarla ve gözyaşlarıyla dolu bu belgesel dünya prömiyerini Berlinale Panorama’da yaptı.
*My Stolen Planet begins with the images of women protesting the Islamic revolution’s obligation to wear hijab, on the year Farahnaz Sharifi was born. It ends with the demonstrations for the same cause in 2022, which escalated after the murder of Mahsa Jina Amini. Director Sharifi composed both a diary and a form of civil archive by collecting records from before the revolution. She uses 8mm footage of family celebrations from the counrty’s forgotten secular past, a time when everyone were freely dressed, feasted and drank, played music and danced without the fear of police raids, contrasting it with the current suppression. According to her, the public sphere in Iran was so different than her life at home that she describes it as another planet; as an adult, she reminds us of her own planet through the archives. This documentary, full of laughter and tears, premiered at the Berlinale Panorama.
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Venedik Film Festivali, Ufuklar Ekstra
2024 Venice Film Festival, Orizzonti Extra
*2024 Toronto Film Festivali, Centerpiece
2024 Toronto Film Festival, Centerpiece
*2024 Adana Altın Koza Film Festivali, Ulusal Yarışma
2024 Adana Golden Boll Film Festival, National Competition
*Türkçe ; İngilizce Altyazılı
*Orduya kayıtsız şartsız sadakatini asker babası aleyhine tanıklık ederek kanıtlamış olan genç subay Sinan’dan, ne suç işlediğini bilmediği, kendisi gibi subay olan ağabeyi Kenan’ı, ifadesi alınmak üzere otomobille İstanbul’dan Malatya’ya götürmesi istenir. Uzun yolculuk 15 Temmuz 2016 darbe girişimine denk gelince Sinan’ın komutanına ve orduya güveni sarsılır; kime sadakat göstereceğini sorgulamaya başlar. Venedik Yönetmenlerin Günleri, Toronto ve Valladolid film festivallerine seçilen Gecenin Kıyısı, anti-militarist yaklaşımı ve Ahmet Rıfat Şungar ve Berk Hakman’ın performanslarıyla öne çıkıyor.
*Young officer Sinan, who proved his unshakable loyalty to the army by testifying against his military father, is asked to take his officer brother Kenan for interrogation to the Eastern city of Malatya from Istanbul, without knowing what he is accused of. The long journey takes place during the putsch of 15 July 2016 and Sinan’s trust in his commander and the army is shaken. He begins to question to whom he should remain loyal to. The Edge of Night stands out with its anti-militarist approach and the performances of Ahmet Rıfat Şungar and Berk Hakman, it was selected for Venice Days, Toronto and Valladolid film festivals
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Cannes Film Festivali, Eleştirmenlerin Haftası açılış filmi
2024 Cannes Film Festival, Critics’ Week opening film
*2024 Chicago Film Festivali, Yeni Yönetmenler Yarışması
2024 Chicago Film Festival, New Directors Competition
*2024 Resmi seçki / Official selection:
BFI London, Busan, Helsinki, Melbourne, Sydney, Valladolid, Vancouver
*Fransızca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Suriye’deki savaşa yol açan baskı rejiminin mağdurlarından birinin adaleti sağlama çabasına odaklanıyor, Hayaletler. Annesi Beyrut’ta bir sığınmacı kampında oğlunun Berlin’de öğrenci olmasıyla avunurken, Hamid, sesini tanıdığı, ama yüzünü görmediği işkencecinin peşine düşüyor. Cannes Film Festivali Altın Kamera adayı olan bu politik gerilim, Nazi Almanyasından ve Güney Amerika diktatörlüklerinden savaş suçluları ve işkencecilerin izinin sürüldüğü filmlerin psikolojik açıdan daha yoğun bir örneği, hem tüyler ürpertici hem dokunaklı…
*The Ghost Trail focuses on the quest for justice by one of the victims of the oppressive Syrian regime that caused the war. While his mother consoles herself thinking that his son is a student in Berlin, Hamid follows the torturer that he never saw but recognized his voice. This political thriller, nominated for Golden Camera at the Cannes Film Festival, is a psychologically more intensive example of the films about hunting war criminals and torturers from Nazi Germany and South American dictatorships, harrowing yet touching…
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Cannes Film Festivali, Altın Göz En İyi Belgesel Ödülü
2024 Cannes Film Festival, Golden Eye, Best Documentary Award
*2024 Resmi seçki / Official selection:
Chicago, Docufest, El Gouna
*Arapça; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Hayallerin Eşiği, Mısır’ın güneyinde, muhafazakâr bir Koptik kasabasında geçen bir büyüme öyküsünü anlatıyor. Bu umut saçan belgesel, bir grup genç kadının ataerkil düzen içinde kendilerini özgürce ifade etmek için sokak tiyatrosu yapmasını konu alıyor. Hayallerini gerçekleştirmekle toplumun beklentileri arasında kalıyorlar… Cannes Film Festivali Eleştirmenlerin Haftası bölümündeki dünya prömiyerininin sonunda izleyici ayağa fırlayıp son jenerikteki müziğe tempo tuttu ve zılgıt çekmeye başladı.
*The Brink of Dreams is a coming-of-age story set in a conservative Coptic town in Southern Egypt. It’s a hope aspiring documentary about a group of young women who formed a street theater troupe to freely express themselves within a patriarchal system. They are torn apart between following their dreams and societal expectations. When its world premiere at the Cannes Film Festival Critics’ Week finished, the audience stood up, beat time by clapping and ululated.
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Locarno Film Festivali, Günümüz Sinemacıları Yarışması
2024 Locarno Film Festival, Filmmakers of the Present
*2024 Varşova Film Festivali, Crème de la Crème
2024 Varşova Film Festival, Crème de la Crème
*2024 Vancouver Film Festivali, İzleyici Ödülü
2024 Vancouver Film Festival, Audience Award
*2024 Selanik Film Festivali, Komşularla Buluşma Yarışması
2024 Thessaloniki Film Festival, Meet the Neighbours
*Tunus Arapçası ; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Lotfi Achour’un Locarno Bugünün Sinemacıları bölümünde dünya prömiyerini yapan filmi Kırmızı Çocuklar, terörizm ve terörizmle yetersiz mücadelenin sonuçlarına odaklanan, çok katmanlı bir film. Tunus’un dağlık bir bölgesindeki cihatçılar, çocuk yaştaki kuzeni ve küçük bir keçi sürüsüyle yasaklı bölgelerine girdiği için 16 yaşındaki Nizar’ın kafasını keser. Kanun kuvvetleri bu trajediye duyarsız kalınca, çaresiz ailesi Nizar’ın bedenini kendi başlarına aramak zorunda kalır. Wojciech Staroń’un çarpıcı sinematografisi bu mücadeleyi olayın şokunu yaşayan Achraf’ın gözünden anlatır. Psikolojik açıdan bir işkence haline gelse bile zavallı çocuk saldırı yerine dönmek zorundadır…
*Lotfi Achour’s Red Path, which premiered in Locarno’s Filmmakers of the Present section, is a multi-layered film about the consequences of terrorism and ineffective counter-terrorism. On a mountainous region of Tunisia, jihadists behead 16-year-old Nizar after he enters the prohibited zone with his little cousin Achraf, and their small goat herd. The law enforcement remains indifferent to the tragedy, leaving Nizar’s helpless family to try to recover Nizar’s body on their own. Wojciech Staroń’s impressive cinematography narrates their struggle through the eyes of Achraf who is traumatized and despite his psychological torment, the poor child has to return to the scene of assault.
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Cannes Film Festivali, Belirli Bir Bakış
2024 Cannes Film Festival, Un Certain Regard
*2024 Resmi seçki / Official selection:
BFI London, Chicago, Durban, Helsinki, Karlovy Vary, Melbourne, Mumbai, Sarajevo, Telluride, Toronto
*Hintçe ; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*İnsanları doğuştan cinsiyetlerine ve kastlarına göre ayrımcılığa uğratan bir sistem içinde adalet nasıl sağlanır? Ölen kocasının yerine polis memuru olarak işe giren Santosh ile meslekte katılaşmış Müfettiş Sharma, bir yandan yozlaşma ve mizojiniyle mücadele ediyor bir yandan da Hindistan’ın kuzeyinde, kast sisteminin en altında yer aldıkları için sürekli istismar edilen Dalit toplumundan bir kız çocuğunun öldürülmesi olayını araştırıyor. Türkiye’deki Narin Güran vakasını akla getiren Santosh, siyasi ve entelektüel açıdan sağlam bir polisiye olarak İngiltere’nin Oscar adayı ilan edildi.
*How can justice be prevailed inside a system where people are discriminated according to their sexes and caste? Santosh, a police officer who obtained the post of her deceased husband and the seasoned Inspector Sharma investigate the murder of a girl from the Dalit community in Northern India, a group often abused as they are considered the lowest caste. Meanwhile, they deal with corruption and misogyny. Santosh reminds the recent Narin Güran case in Turkiye. This intellectually and politically substantial crime film is UK’s nominee for the Oscars.
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Cannes Film Festivali, Belirli Bir Bakış Jüri Ödülü ve
En İyi Erkek Oyuncu - Abou Sangare
*2024 Cannes Film Festival, Un Certain Regard Jury Award and
Best Actor Prize - About Sangare
*2024 Pingyao Film Festivali Roberto Rossellini Ödülü
En İyi Yönetmen - Boris Lojkine
*2024 Pingyao Film Festival Roberto Rossellini Award
Best Director - Boris Lojkine
*Fransızca ; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*İltica talebi kabul edilene dek geçimini sağlayabilmek için Paris sokaklarında pedal çevirerek yemek taşıyan Gineli bir kurye, filme adını veren Süleyman. Onun nefes nefese çalışmasını, emeğinin sömürülmesini ve son mülakatı yaklaştıkça artan endişesini haraketli kamerayla izleyiciye de başarıyla hissettiriyor, yönetmen Boris Lojdkine. Müthiş performansıyla Cannes Film Festivali Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazanan Abou Sangare de Süleyman gibi bir göçmen. Amiens’de tamircilik yapan Sangare’nin oturum izni talebi festivalden hemen önce reddedildi.
*The eponymous Souleyman is a food delivery courier cycling through the streets of Paris, so that he can survive until he is granted asylum. Director Boris Lodjkine captures his breathless efforts, successfully conveys how his labour is exploited and how the level of his anxiety increases as his final interview approaches through handheld camera. Abou Sangare, who won the Best Actor Award of the Un Certain Regard section at the Cannes Film Festival, is also an immigrant who works as a mechanic in Amiens. His own naturalization demand was refused right before Cannes Film Festival.
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE FEATURE FILM COMPETITION
*2024 Berlin Film Festivali, Panorama
2024 Berlin Film Festival, Panorama
*2024 Guadalajara Film Festivali, İbero-Amerika Yarışması En İyi Senaryo ve En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülleri
2024 Guadalajara Film Festival, Ibero-America Competition, Best Screenplay and Best Cinematography Awards
*İspanyolca ; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Üç Siyah Işık Gördüm katı bir gerçekliğin içinde metafizik bir dünya tasvir ediyor. Ana karakter Jose de los Santos, güçlü bir Hristiyan inancına sahip bir tür pagan şifacı; Afrikalı köle köklerinden gelen inançlarla İspanyol sömürgecilerin katı Katolikliğinin antropolojik açıdan tipik bir örneği. Soyadı gibi kutsal bir kişiliği simgeliyor. Öldürülen oğlunun cesedini ararken maddi ve manevi dünyaların birleştiği ormana yaptığı yolculukta hayatını bile isteye riske atıyor. Çünkü acımasız insanlar, işgal ettikleri topraklarda savaşarak ve madenler açarak bütün canlıları yok ediyor. Üç Siyah Işık Gördüm Kolombiya’da insanların her gün karşı karşıya kaldıkları tehdit ve şiddeti sergiliyor; ülkede halen devam eden krizde, halkın katlanmak zorunda kaldığı korku ve yıkımı tüyler ürpertici ve amansız bir bakışla aktarıyor.
*I Saw Three Black Lights depicts a metaphysical world within a harsh reality. The main character, Jose de los Santos, is a kind of pagan healer with a strong Christian faith, an anthropological paragon of a belief deriving from the African roots of the ancient slaves and the conservative Catholicism of the Spanish colonizers. Like his last name he symbolizes a saintly personality. Looking for the body of his murdered son, he knowingly risks his life going on a journey into the jungle —a place where material and spiritual worlds meet. The ruthless human beings are intruders, they continuously destroy other living things by fighting and mining. I Saw Three Black Lights demonstrates the threats and violence people in Colombia face every day. It’s a harrowing and unrelenting look at the constant fear and destruction they have to endure throughout the ongoing crisis plaguing the country.
ADALET TERAZİSİ
THE SCALE OF JUSTICE
*2024 Venedik Film Festivali, Yönetmenlerin Günleri
2024 Venice Film Festival, Giornate degli Autori
*2024 Viennale, Resmi seçki
2024 Viennale, Official selection
*Gürcüce, Rusça; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*2006 yılında Gürcistan, Güney Osetya ihtilafı nedeniyle Rusya Federasyonu’ndan ayrılırken bir de Rus casusları tutukladı. Rusya ise misilleme olarak Gürcistan vatandaşlarını sınır dışı etti; kötü muamele iddiaları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde mahkumiyetine yol açtı. Gürcistan’ın Oscar adayı Antika, bu olayları St.Petersburg’da geçen sıra dışı dostluk, dayanışma, aşk ve iş ilişkilerini ele aldığı çok katmanlı bir öykünün arka planında kullanıyor. Özgür ruhlu genç Gürcü kadın ve alışkanlıklarına bağlı yaşlı Rus erkeğin iki kültürü simgelediği film, Sovyet devriminin ardından Leningrad adı verildikten sonra yeniden özgün adı St. Petersburg’u alan kentte geçiyor. Antika, tarihi bağlamda insanların hayatlarının alt üst oluşunu mizahla yumuşatarak gösteriyor.
*In 2006, Georgia left the Russian Federation following the South Ossetia conflict and the arrest of Russian spies. In retaliation, Russia began deporting Georgian citizen, and the allegations of maltreatment ended in Russia’s conviction by the European Court of Human Rights. Georgia’s Oscar nomination Antique uses these events in the backdrop of a multifaceted story about unusual friendship, solidarity, love and business affairs. A free-spirited young Georgian woman and an old Russian man attached to his habits symbolize their cultures. Set in St.Petersburg which now carries its original name after being renamed Leningrad following the Soviet revolution, Antique portrays how people’s lives are turned upside down by historical context, while mitigating the gravity of the situation with humour.
ADALET TERAZİSİ
THE SCALE OF JUSTICE
*2024 Cannes Film Festivali, Belirli Bir Bakış
2024 Cannes Film Festival, Un Certain Regard
*2024 Saraybosna Film Festivali, Saraybosna’nın Kalbi En İyi Kadın Oyuncu
2024 Sarajevo Film Festival, Heart of Sarajevo Best Actress
Canab Axmed Ibraahin
*2024 Münih Film Festivali, CineCoPro Ödülü, Mansiyon
2024 Munich Film Festival, CineCoPro Award, Honorable Mention
*2024 Chicago Film Festivali, Yeni Yönetmenler Yarışması
2024 Chicago Film Festival, New Directors Competition
*Somalice; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Cannes Film Festivali’ne seçilen ilk Somali filmi olarak sinema tarihine geçen Cennetin Yanındaki Köy, insansız hava aracı saldırıları altındaki yoksul Somali halkının hayatını anlatıyor. Batı’nın Somali’ye önyargılı bakışının tam tersi bir manzara çiziyor. Bu minimalist, sakin, yavaş ve hümanist film, Marmagade’in oğlu Cigaal’in eğitim görmesi için göze aldıklarına odaklanıyor: Hayatını mezar kazarak kazanıyor, zaman zaman da yükü belirsiz kamyonların sürücülüğünü yapıyor… Oyuncuların amatör oluşu filmi daha da otantik kılarken görüntü yönetimi köy hayatını ve doğayı bütün renkleriyle yansıtıyor.
*The Village Next to Paradise that depicts the life of the poor population under the drone attacks, made history as the first film from Somalia ever selected to the Cannes Film Festival. It draws a landscape reversing the Western prejudice toward Somalia. This minimalist, calm, slow and humanistic film focuses on the risks Marmagade takes to ensure the education of his son Cigaal. He generally makes a living by digging graves and occasionally drives trucks with unknown cargoes… Choice of amateur actors make the film even more authentic, and the cinematography reflects the village life and the nature in all their colours.
ADALET TERAZİSİ
THE SCALE OF JUSTICE
*2024 Zürih Film Festivali, Resmi seçki
2024 Zurich Film Festival, Official selection
*Almanca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*İkinci Dünya Savaşı sırasında prensipte tarafsız olan İsviçre’nin tarihinden az bilinen bir kesit sunuyor, Hain. Ernst Schrämli’nin gerçek yaşamöyküsünü temel alıyor. Hiç istemediği halde silah altına alınan Ernst, bir Alman manipülatörün eline düşüp onun sayesinde Berlin’de caz solisti olma hayali kurarken askeri sırları sızdırmaya başlar. Geçmişle hesaplaşma niteliği taşıyan ve İsviçre’nin tarafsızlığını Mihver Devletlerine silah ihracatı üzerinden sorgulayan cesur ve eleştirel bir dönem filmi.
*The Traitor presents a little-known fragment from the history of Switzerland, a country that was in principle neutral during the World War II. It is based on the true story of Ernst Schrämli. Although he never wants to, Ernst is obliged to become a soldier. He meets a German manipulator and begins leaking military secrets, lured by the promise of becoming a crooner in Berlin. This brave and critical period drama is a reckoning with the past and questions Switzerland’s neutrality by exposing its involvement in exporting weapons to Axis powers.
ADALET TERAZİSİ
THE SCALE OF JUSTICE
*2024 Cannes Film Festivali, Resmi yarışma
2024 Cannes Film Festival, Official competition
*2024 Resmi seçki / Official selection:
Bergen, Busan, Helsinki, Munich, Valladolid, Sarajevo
*Fransızca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Agathe Riedinger, ilk filmiyle bu yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışma başarısını gösterdi. Oyuncu seçmelerinde keşfedilen Malou Khebizi’nin performansıyla göz doldurduğu Ham Elmas, yoksul ve eğitimsiz bir genç kadının para kazanabilmek için elindeki tek sermayeye, kendi bedenine yatırım yapmasını konu alan çarpıcı bir toplumsal eleştiri. Liane, sosyal medyada bir fenomen haline gelebilmek için kendini bilinçli olarak bir arzu nesnesine dönüştürür. Kadınlara sadece fiziksel değer biçen tüketim toplumunda, onun da hedefi bir televizyon yarışmasında şöhrete kavuşmaktır. Sanki, Milan Kundera’nın Ölümsüzlük romanını ve imagoloji kavramını, onu hiç okumamış Alpha kuşağı yorumluyor!
*Agathe Riedinger obtained the achievement to compete for the Golden Palm at the Cannes Film Festival this year with her debut film. Wild Diamond is a social commentary about a poor and uneducated young woman who invests on her sole asset —her body— to earn money. Malou Khebizi, discovered at the audition gives a stellar performance. Liane, intentionally turns herself into an object of desire to become an influencer at the social media. Her goal is to become a reality TV celebrity in a consumerist society that values women only physically. It is as if the generation Alpha interprets Milan Kundera’s novel Immortality and the concept of imagology without ever reading it.
ADALET TERAZİSİ
THE SCALE OF JUSTICE
*2024 SXSW Film Festival Özel Jüri Ödülü - Maria Rodriguez Soto
2024 SXSW Film Festival Special Jury Award - Maria Rodriguez Soto
*2024 San Sebastian Film Festivali, Resmi seçki
2024 San Sebastian Film Festival, Official selection
*2024 Varşova Film Festivali, Crème de la Crème
2024 Varşova Film Festival, Crème de la Crème
*Katalanca, İspanyolca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Anne olmak ya da olmamak, işte bütün sorun burada… Liliana Torres, erkek arkadaşıyla mutlu bir ilişki sürdüren 40 yaşındaki resim öğretmeni Lola’nın beklenmeyen hamileliğinin yarattığı duygusal karmaşayı mizahla anlatıyor. Memeli, dengeli ve empatik bir insan olan Lola’nın karar verme sürecinde ailesi ve arkadaşlarıyla yaşadığı deneyimler üzerine kurulu. Lola’nın kolaj çalışmalarından esinlenen canlandırma rüya sahneleriyle zenginleşen film, toplumun dayattığı ataerkil mutluluk formülünü bozuyor.
*To be or not to be a mother, that is the question… Liliana Torres describes the emotional confusion created by 40-year-old art professor Lola’s unexpected pregnancy, despite being in a happy relationship with her boyfriend. Mamifera is based on stable and empathetic Lola’s experiences with her family and friends during the process of decision. The film that invalidates the patriarchal formula of happiness imposed by the society, is further enriched with animated dream sequences inspired by the collages Lola makes.
ADALET TERAZİSİ
THE SCALE OF JUSTICE
*2024 Venedik Film Festivali, Ufuklar Ekstra, İzleyici Ödülü
2024 Venice Film Festival, Orizzonti Extra, Audience Award
*2024 Antalya Altın Portakal Film Festivali, Uluslararası Yarışma Jüri Özel Ödülü
2024 Antalya Golden Orange Film Festival, International Competition, Jury Special Award
*Farsça; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*2020 yılında ilk filmi Namo ile Altın Terazi kazanan, 2022’de Sonu Yok ile yeniden yarışmaya seçilen Nader Saeivar Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan Şahit ile bu kez Adalet Terazisi bölümüne konuk oluyor. Senaryosunu Cafer Penahi ile birlikte yazdığı Şahit, son derece karmaşık bir adli meseleyi gündeme getiriyor. Yalnız İran’a özgü olmayan, Türkiye’yi de öncelikle ilgilendiren, kadınların ve çocukların baskı ve şiddet görmesi, erkeklerinse cezasız kalması sorunu incelikli bir senaryo ve çarpıcı performanslarla beyazperdeye yansıyor.
*Nader Saeivar won the Golden Scale with his first feature Namo in 2020, he competed with No End in 2022, and his latest film The Witness which premiered at the Venice Film Festival is selected to Scale of Justice section. Co-written with Jafar Panahi, The Witness tackles a very complex judicial problem that not only concern Iran but primarily concerns Turkey: the oppression and violence women and children are subject to, and the impunity of men is conveyed on the screen through a subtly written script and poignant performances.
ADALET TERAZİSİ
THE SCALE OF JUSTICE
*2024 Saraybosna Film Festivali, Resmi yarışma
2024 Sarajevo Film Festival, Official competition
*2024 Otranto Film Festivali, Jüri Ödülü En İyi Kadın Oyuncu
2024 Otranto Film Festival, Jury Prize Best Actress
Fereshteh Hosseini
*Sırpça; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Taliban rejiminden kaçıp Avrupa’ya gitmek isterken Sırbistan’da sıkışıp kalan Afganlı sığınmacı ailenin ikilemini konu alıyor, Tanrıların Arasında. Ferişte, Belgrad’da boğularak ölen erkek kardeşinin cenazesini teşhis edebilmek ve toprağa verebilmek için bürokrasiyle mücadele ediyor; Antigone’nin kardeşi Polyneikes’i Kreon’un yasağına rağmen gömmesi misali… Avrupa’ya sığınma hakkını kaybedip çocuklarının geleceğini riske atma pahasına, babasının isteğine uyup dinen doğru bildiğini yapmakta kararlı olan bu güçlü kadın portresi, çevresindeki herkes gibi izleyiciyi de derinden etkiliyor. İnsanca muamele görecekleri bir yerde yaşamak isteyen göçmenler hakkında yapılmış en sıra dışı filmlerden biri, Tanrıların Arasında.
*Dwelling Among the Gods narrates the dilemma of an Afghan refugee family stranded in Serbia after fleeing from the Taliban regime in the hopes of reaching Europe. Fereshteh struggles with bureaucracy to be able to identify her drowned brother’s body and to bury him, mirroring Antigone’s defiance in burying her brother Polyneikes despite Kreon’s ban… This powerful portrayal of a woman ready to risk the right to asylum and the future of her children to obey her father’s wish and do the right thing according to her religion, deeply affects everyone around her, as well as the audience. Dwelling Among the Gods is one of the most unusual films ever made about immigrants who want to live in a place where they are treated humanely.
4. KUVVET DİRENİYOR
4th POWER RESISTS
*2024 Tribeca Festivali, Uluslararası Kurmaca Yarışması, En İyi Uzun Metraj Kurmaca
2024 Tribeca Festival, International Narrative Competition, Best International Narrative Feature
*Rusça, Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Hükümeti iyi gösterecek haberler ‘üretmeleri’ için görevlendirilen bir devlet televizyonu muhabiri ve kameramanı hakkında bir absürt komedi, Bisiklet Satrancı. Filme adını veren ‘yeni icat’ misali: Bir yandan fitness bisikletine binip bir yandan satranç oynanacak. Assel Aushakimova, alaycı mizahını vurgulamak için filminin bu haberlerin yapılmasındaki ciddiyeti yansıtmasını ve oyuncularının gerçekçi ve ifadesiz oynamasını hedeflemiş. Filmin en şaşırtıcı yanı ise bahsi geçen haberlerin gerçek bültenlerden alınması, senaryonun buluşları olmaması! Meslek etiğiyle devlet propagandası arasındaki fark Bisiklet Satrancı’nda somutlaşıyor.
*Bikechess is an absurd comedy about a state television reporter and cameraman tasked with ‘fabricating’ news to make the government look good. Just like the ‘new invention’ the film is named after: Cycling on the fitness bike while playing chess. Assel Aushakimova aimed to reflect the seriousness in the making of such news and preferred the actors to deliver realistic, deadpan performances in order to emphasize the wry humour. The most surprising aspect of the film is that the all the mentioned news are copied from real bulletins, they are not invented for the script! The contrast between journalistic ethics and state propaganda becomes solid in Bikechess.
4. KUVVET DİRENİYOR
4th POWER RESISTS
*2024 Sundance Film Festivali, Prömiyerler
2024 Sundance Film Festival, Premieres
*2024 Selanik Belgesel Festivali, Uluslararası Yarışma
2024 Thessaloniki Documentary Festival, International Competition
*2024 DokuFest, Hakikat Ödülü seçkisi
2024 DokuFest, Truth Award selection
*İngilizce, Tagalogca, Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Dünya prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yapan İşte Böyle Başlıyor, Filipinler’deki demokrasi mücadelesinden çok boyutlu bir kesit sunuyor. Yönetmen Ramona S. Diaz, sürgünde ölen Filipinler diktatörü Ferdinand Marcos’un oğlu Bongbong Marcos’un kazandığı 2022 başkanlık seçimlerinde, diğer aday avukat Leni Robredo’nun kampanyasını takip ediyor. Diaz, seçim sürecini muhalif yaklaşımıyla aktarıyor: Pembe rengin hâkim olduğu müzikli danslı sokak mitinglerini görüntülüyor; Robredo ve Filipinlerin 2021 Nobel Barış Ödülü sahibi gazetecisi Maria A. Ressa’nın görüşlerine ve kurduğu www.rappler.com web sitesinden haberlere yer veriyor; Ferdinand Marcos’un dönemi ve kimliği hakkındaki dezenformasyonu gösteriyor.
*And So It Begins that premiered at the Sundance Film Festival is a multi-dimensional fragment from the democratic struggle in the Philippines. During the 2022 presidential elections, which saw the victory of Bongbong Marcos, the son of the dictator Ferdinand Marcos deceased in exile, director Ramona S. Diaz follows the campaign of the other candidate, lawyer Leni Robredo. Diaz chronicles the election process with an oppositional approach: She shows street demonstrations full of music and dance, interviews Robredo and the 2021 Nobel Peace Prize winner journalist Maria A. Ressa. She quotes from the website Ressa founded, www.rappler.com and displays the disinformation about the identity and regime of Ferdinand Marcos.
4. KUVVET DİRENİYOR
4th POWER RESISTS
*2024 Sundance Film Festivali, Dünya Belgesel Yarışması
2024 Sundance Film Festival, World Documentary Competition
*2024 San Francisco Film Festivali, Altın Köprü En İyi Belgesel Ödülü
2024 San Francisco Film Festival, Golden Bridge, Best Documentary Award
*2024 Resmi seçki / Official competition
Hong Kong, Miami, SXSW
*Japonca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Japon gazeteci Shiori Ito’nun hem haberci hem bir tecavüz kurbanı olarak beş yıllık mücadelesi, bütün kadınlara örnek oluşturacak bir nitelik taşıyor. Tek silahı bir akıllı telefon ve tek güç kaynağı haklılığı olan Ito, Japonya’da #MeToo hareketinin öncüsü oldu. Ito’nun saldırıya uğradığı 2015 yılındaki yasaya göre Japonya’daki cinsel rüşt yaşının hâlâ 13 ve tecavüzcünün Başbakan Shinzo Abe’ye en yakın medya mensubu olarak tanınan, biyografisini yazan Noriyuki Yamaguchi olması, mücadelesini daha zor ve riskli hale getirdi. Kara Kutu başlıklı bir kitap da yazan Ito, 27 yaşından 33 yaşına kadar yaşadıklarının dökümünü Sundance Film Festivali’ni sarsan bu belgeselde yapıyor.
*Japanese journalist Shiori Ito’s five-year long struggle, both as a reporter and as a victim of rape, sets an example to women everywhere. Her only weapon being a smart phone and her only power being the righteousness of her cause, Ito became the pioneer of #MeToo movement in Japan. At the time of Ito’s assault in 2015, the age of consent in Japan was 13, and her rapist was Noriyuki Yamaguchi, known as the closest media member to Prime Minister Shinzo Abe and his biographer; factors that made Ito’s struggle even more harder and riskier. Ito, who has also wrote a book titled Black Box, documents her experiences from the ages of 27 to 33 in this film that shook the Sundance Film Festival.
4. KUVVET DİRENİYOR
4th POWER RESISTS
*2024 Tribeca Festivali Uluslararası Kurmaca Yarışması
2024 Tribeca Festival International Narrative Competition
*2024 Gdynia Film Festivali, Ana yarışma
2024 Gdynia Film Festival, Main competition
*Belarusca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Totaliter bir rejimde ilkeli ve cesur gazetecilik yapmanın bedeli ne kadar ağır ödenir? Yargı bağımsız olmadığında yurttaşların ve uluslararası kurumların elinden ne gelir? Mara Tamkovich, 2020 yılında Minsk’teki hükümet karşıtı protestoları yayınladığı için tutuklanan, 2022 yılında kapalı bir celsede vatana ihanetten sekiz yıl hapis cezasına çarptırılan Belarus gazeteci Katsiaryna Andreyeva’nın gerçek öyküsünü anlatıyor. Eşi Igor Ilyash’ın onun serbest bırakılması çabasına odaklanan film dünya prömiyerini New York Tribeca Film Festivali’nde yaptı.
*How high is the price of being a principled and courageous journalist in a totalitarian regime? If the judicial system is not independent, what can the citizens and international institutions do? Mara Tamkovich tells the true story of Belarusian journalist Katsiaryna Andreyeva, who was arrested for broadcasting the anti-government protests in Minsk in 2020 and convicted to eight years of prison for treason in a closed session in 2022. The film, which focuses on her husband Igor Ilyash’s struggle for her release, premiered at the New York Tribeca Film Festival.
4. KUVVET DİRENİYOR
4th POWER RESISTS
*2024 Cannes Film Festivali Resmi Seçki-Cannes Premiere
2024 Cannes Film Festival Official Selection - Cannes Premiere
*2024 Resmi seçki / Official selection:
Busan, Rio de Janeiro, Viennale, Taipei
*Fransızca, Kmerce ; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Filmografisini ülkesi Kamboçya’da Kızıl Kmerlerin yaptığı soykırımı, sinema dilinin sunduğu yaratıcı olanaklardan yararlanarak anlatmaya adayan Rithy Panh’ın yeni filmi Pol Pot ile Buluşma, dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yaptı. Panh, Amerikalı muhabirler Elizabeth Becker ve Richard Dudman’ın deneyimlerinden ve İskoç Marksist akademisyen Malcolm Caldwell cinayetinden yola çıkarak yazdığı filmi, arşivlerle harmanlıyor. Filmin estetiği hem dönemi hem bu tehlikeli buluşmanın gerilimini yansıtıyor. Panh, gazetecilerin gerçeği arayışıyla onları ıssız bir mekânda bekleten diktatörlüğün onu saklama çabasını mükemmel yansıtıyor.
*Rithy Panh, who has dedicated his filmography to exposing the genocide committed by the Khmer Rouge in his native land Cambodia, premiered his new film Meeting with Pol Pot at the Cannes Film Festival. Panh based his script on the experiences of American reporters Elizabeth Becker and Richard Dudman, as well as the murder of Marxist Scottish academic Malcolm Caldwell, blending the fiction with archives. His esthetic approach reflects the tension of the dangerous meeting and the historical period. Panh, perfectly conveys the journalists’ quest for truth and the dictatorship’s attempt to curtail it.
4. KUVVET DİRENİYOR
4th POWER RESISTS
*Fransızca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Yanlış nedenlerle doğru bir iş yapan bir gazetecinin öyküsünü anlatıyor, Sadece Birkaç Gün. Kibirli bir müzik eleştirmeni, rastlantı sonucu, göçmenlere müdahale eden polisin şiddetine uğrayınca kahraman ilan ediliyor… Yönetmen Julie Navarro, ırkçılığın vahametini vurgulamak için gelişen olayları romantik komedi gibi yorumluyor. Fransa’nın uluslararası alanda en başarılı oyuncularından biri olan Camille Cottin’in bir insan hakları savunucusunu canlandırdığı film, iyimserlik aşılıyor ve anti-konformizmin önemine değiniyor.
*Just a Couple of Days is the story of a journalist who does the right thing with wrong reasons. A conceited music critic is accidentally injured by the police while they intervene the immigrants, leading to his declaration as a hero… Director Julie Navarro interprets the events following the assault like a romantic comedy to contrast the gravity of the racism. One of France’s most internationally acclaimed actresses, Camille Cottin, plays the part of a human rights defender in this film that aspires optimism, and underlines the importance of anti-conformism.
YAPAY ZEKANIN YENİ MARİFETLERİ
NEW TRICKS OF ARTIFICIAL INTELLIGENCE
*2024 Resmi seçki / Official selection:
Sundance, Hot Docs, Raindance, San Francisco, Nashville, Sheffield, Docs Barcelona, Shanghai, CPH:DOX, Bergen, DOXA
*İngilizce, Korece; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Beden ve ruh ikiliği ile öte dünyanın var olup olmadığı, insanları en çok meşgul eden konulardan biri… ABD’de Kongre’nin dahi araştırdığı bir mesele olan yapay zekânın ölmüş insanların sanal klonlarını yaratması konusunu ele alan, Hans Block ve Moritz Riesewieck’in imzasını taşıyan Ebediyyen Sen adlı belgesel, önemli bir tartışmayı gündeme getirdi: Bir ücretli hizmetten yararlanarak, ölmüş yakınlarının yazışma ve ses kayıtlarından yazılı ya da sözlü iletişim kuracakları, hatta sanal gerçeklikte görüp dokunacakları bir avatar yaratanların farklı deneyimlerini aktarıyor. Bir yandan da bu hizmeti veren teknoloji şirketlerinin kurucularıyla röportajlar izliyoruz. ChatGPT’yi kamuya açan OpenAI’ın eski CEO’su Sam Altman’ın 2023 Mayısında, yapay zekanın güvenilirliği konusunda verdiği ifadenin kayıtları da filme başka bir boyut katıyor. Ebediyen Sen, ironik biçimde teknolojik ruh çağırma diyebileceğimiz bu hizmetin, yapay zekâ kontrol edilemeyeceği için sarpa sardığı örnekleri de gösteriyor.
*The dichotomy of body and soul and the existence of an afterlife are some of the greatest concerns of human beings. Eternal You by Hans Block and Moritz Riesewieck opens an important topic to discussion which was investigated by the Congress in USA: the virtual cloning of deceased individuals. This documentary conveys the different experiences of individuals who paid companies to create avatars of their deceased relatives using their video and audio recordings, allowing them to talk to, and even see and touch these avatars in virtual reality. Eternal You includes interviews with the owners of the technology corporations providing this service. The former CEO of OpenAI who made ChatGPT public, Sam Altman’s concerns about the credibility of artificial intelligence add another dimension to the film. As it is impossible to control artificial intelligence, Eternal You also highlights the negative spinoffs of a service that can ironically be described as a technological séance.
YAPAY ZEKANIN YENİ MARİFETLERİ
NEW TRICKS OF ARTIFICIAL INTELLIGENCE
*2024 San Sebastian Film Festivali, Made in Spain
2024 San Sebastian Film Festival, Made in Spain
*İspanyolca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Yapay zekanın yeni kullanım alanları, George Orwell’in 1984’üne, Stanley Kubrick’in 2001 Uzay Macerası’na aşina olanları git gide daha fazla kaygılandırıyor. Simon Casal’ın bilimkurgu öğeleri içeren filmi de bu kaygıları arttıran bir nitelik taşıyor. Yakın bir gelecekte, İspanyol hükümetinin yargıçların yerine yapay zeka kullanma girişimini ve sistemin bir yargıç tarafından değerlendirilmesini konu alıyor, Yapay Adalet. Ancak işin içine büyük şirketler ve siyaset girince tarafsızlık ve analiz yerine para ve hırs öne çıkıyor… Filmin açtığı tartışma festival kapsamında bir panelde ele alınacak.
*The new forms of artificial intelligence utilization more and more bother people who are familiar with George Orwell’s 1984 and Stanley Kubrick’s 2001: A Space Odyssey. Simon Casal’s film that contains elements of science-fiction increases the anxiety. Artificial Justice, set in the near future, is about an initiative of the Spanish government replacing the judges with artificial intelligence. The system is firs evaluated by a judge, however when big corporations and politics are involved, money and greed overcome impartiality and analysis. The argument of the film will be discussed at a panel organized by the festival.
KLASİKLER
CLASSİCS
*1964 Cannes Film Festivali, Resmi Yarışma FIPRESCI Ödülü
1964 Cannes Film Festival, Official Competition FIPRESCI Award
*Portekizce; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Glauber Rocha’nın toplumsal adaletsizliğe isyanı anlattığı filmlerinin en çarpıcı olanı Kara Tanrı Beyaz Şeytan’dır, kuşkusuz. Brezilya Cinema Novo akımının ustası, kırsal kesimden yoksulluk, eşitsizlik, öfke, başkaldırı, cinayet ve intikam içeren, iki bölümden oluşan bir öykü anlatıyor. Brezilya tarihine geçmiş gerçek eşkıyalardan esinlenen karakterleri, dini ve politik simgeleri, baskın müzik kullanımı, Pier Paolo Pasolini filmlerinden, Western ve büyülü gerçekçilik türlerinden izler taşıyan sinema dili sayesinde bu filmi izlemek başlı başına bir deneyim haline geliyor.
*Black God White Devil is the most distinctive among Glauber Rocha’s films based on the stories of rebellion against social injustice. The master of Brazilian Cinema Novo tells a story composed of two chapters from the rural area about poverty, inequality, rage, revolt, murder and revenge. Characters inspired by real figures from Brazilian history, religious and politic symbols, dominant use of music, references from Pier Paolo Pasolini films, as well as elements from Western and magical realism genres, transform this film into an idiosyncratic experience.
KLASİKLER
CLASSİCS
*Fransızca; Türkçe ve İngilizce Altyazılı
*Filmlerinin çoğunda bir suçluyu, bazen de bir kanun adamını canlandıran Alain Delon’u 18 Ağustos’ta kaybettik. Filmografisi suç ve ceza kavramlarıyla bu kadar ilişkili bir oyuncu daha yoktur. Fransız sinemasının usta oyuncusu Jean Gabin ile başrolü paylaştığı Şehirde İki Adam, Fransa’da hala giyotinin kullanıldığı bir dönemde idam cezası karşıtı bir film olarak öne çıkar. Victor Hugo’nun Sefiller romanına gönderme yapan film, polis soruşturmasından, mahkemelerden, infaz kurumlarına kadar adalet sisteminin içinde geçer ve birçok tartışma açar. Jean Gabin’in karakterinden duyduğumuz “Adalet hakkındaki kişisel fikrim budur: Adil olmalı, ama acımasız olmamalı,” misali örnek repliklerle doludur.
*Alain Delon who passed away on August 18, often played criminals in his films, and seldom law enforcement. There is unlikely another actor whose filmography is so closely related with the themes of crime and punishment. Two Men in Town, in which he co-stars with the acclaimed actor of French cinema Jean Gabin, stands out with its opposition to the capital punishment at a time when guillotine was still in use in France. The film, which draws references to Victor Hugo’s Les Miserables, is entirely set inside the judicial system —from police investigations to the courts and penal institutions— opening up various discussion topics. It contains exemplary quotes like Jean Gabin’s character saying: “I have a personal opinion on justice: It should be fair, but not fierce.”
“Sıfır Noktasından: Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri”, Gazze’de çekilmiş 22 kısa filmden oluşan bir antolojik film. Gazze’de devam eden işgal sırasında Filistlinli usta sinemacı Rashid Masharawi’nin öncülüğünde ortaya çıkan film, aynı zamanda Gazze’den 22 genç sanatçının seslerini duyurduğu bir platform.
3 ila 6 dakika arasında değişen uzunluktaki kısa filmler, Gazze’deki güncel gerçekler konusunda farklı hikâyelere yer veriyor ve Filistinlilerin kuşatım ve işgal altında yaşadıkları zorluklar, trajediler ve direniş anları gibi farklı deneyimleri yakalıyor. Kurmaca, belgesel, docu-fiction, animasyon ve deneysel gibi farklı sinema anlatımlarına sahip filmlerle, Sıfır Noktasından: Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri Gazze’deki hayatın üzüntü, sevinç ve umut gibi farklı anlarına yer veriyor.
From Ground Zero: The Untold Stories
“From Ground Zero: The Untold Stories” is a compelling project that brings together 22 short films created by talented filmmakers from Gaza. Launched by Rashid Masharawi, a renowned Palestinian filmmaker, the initiative was born against the backdrop of conflict and aims to provide a platform for young artists to express themselves through their craft.
Each film, ranging in length from 3 to 6 minutes, presents a unique perspective on the current reality in Gaza. The project captures the diverse experiences of life in the Palestinian enclave, including the challenges, tragedies and moments of resilience faced by its people. Using a mix of genres including fiction, documentary, docu-fiction, animation and experimental cinema, “From Ground Zero” presents a rich diversity of stories that reflect the sorrow, joy and hope inherent in Gazan life.
14. ULUSLARARASI ALTIN TERAZİ KISA METRAJ FİLM YARIŞMASI
14th INTERNATIONAL GOLDEN SCALE SHORT FILM COMPETITION
Kısa Metraj Film Yarışması-I
*Short Film Competition-I
*Çıkışlar Tımarhaneden / Exit Through the Cuckoo's Nest
*İbrahim / Abraham
*Leela / Leela
*Ekimde Gün Ortası / October Noon
*Neredeyse Kesinlikle Yanlış / Almost Certainly False
*Çıkışlar Tımarhaneden - Nikola Ilić
“Çıkışlar Tımarhaneden” Yugoslav İç Savaşı sırasında asker olmak istemeyen bir askerin hikâyesini konu alan otobiyografik bir belgesel. Sırp yönetmen Nikola Ilić’in 1990’lar Belgrad’ında karşı kültür sahnesinde geçen gençliği, savaşın başlaması ve askere çağrılmasıyla son bulur. Dünya prömiyerini 2024 Visions du Réel Uluslararası Film Festivali’nin Orta ve Kısa Metraj Film Yarışması’nda yapan belgesel, yönetmenin 1990’lara ait kişisel arşivinin yanı sıra bu film için çektiği termal kamera ve gözetme kamerası görüntüleriyle öznel bir savaş günlüğüne dönüşüyor.
* 2024 Beldocs Belgesel Festivali, Sırbistan Filmleri Yarışması, En İyi Kurgu
* 2024 Visions du Réel Film Festivali, Resmi yarışma
* 2024 Resmi seçki:
DokuFest, Guanajuato, Bolton
Exit Through the Cuckoo’s Nest - Nikola Ilić
“Exit Through the Cuckoo’s Nest” is an autobiographical documentary about a soldier who refused to fight during the Yugoslav Wars. The film tells the story of Serbian director Nikola Ilić, whose younger years spent in the counterculture scene in 1990s Belgrade comes to an abrupt end with the outbreak of the war and his draft to military service. Having made its world premiere at the 2024 Visions du Réel International Film Festival’s Medium Length and Short Film Competition, the film transforms into a subjective war diary through the director's archive from the 1990s, as well as footage shot specifically for the film using thermal and surveillance cameras.
*2024 Beldocs Documentary Festival, Serbian Competition, Best Editing
*2024 Visions du Réel Film Festival, Official competition
* 2024 Official selection:
DokuFest, Guanajuato, Bolton
İbrahim - Elnaz Ghaderpour, Reza Gamini
“İbrahim” İran’da küçük ve dindar bir köyde geçen bir aile dramı. Ergenlik çağındaki transseksüel İbrahim, bir mağarada öldürülmüş ve cesedi yakılmış halde bulunur. Korkunç cinayetin baş zanlısı dindar babasıdır. Annesi ve kız kardeşinin ifadeleri dava için büyük önem taşır. Ailedeki kadınlar konuşsa bile LGBTİ+ bireylerin büyük baskı altında olduğu İran’ın hukuk sistemi katile cezasını verecek ve adalet yerini bulacak mıdır?
* 2024 Vicoli Corti Film Festivali, Kısa Film Mansiyon Ödülü
*2024 Resmi seçki:
Krakow, Drama
Abraham - Elnaz Ghaderpour, Reza Gamini
“Abraham” is a family drama set in a small, devout village in Iran. Transgender teenager Abraham’s body is found in a cave, murdered and burned. The main suspect in the horrific murder is his devout father. The testimonies of his mother and sister are of great importance for the case. The women in the family speak up, but will the legal system of Iran, where LGBTQ+ individuals are under great pressure, punish the murderer and ensure that justice is served?
*2024 Vicoli Corti Film Festival, Short Film Special Mention
*2024 Official selection:
Krakow, Drama
Leela - Tanmay Chowdhary
Hindistan’da bir kıyı köyünde, Leela adlı genç bir kadın kaybolur. Leela’nın akıbeti hakkında şehre kaçtığından intihar ettiğine uzanan birçok söylenti çıkar. Leela’nın iki arkadaşı köyde yürüyüp bu olay üzerine konuşurken kadınların köydeki ve Hindistan’daki yaşamı hakkında geniş bir resim çizilmeye başlar. Tanmay Chowdhary kurmaca kısa filmi “Leela”da sıklıkla gündeme gelen Hindistan’da kadın olma konusu üzerine güçlü bir tablo çiziyor.
* 2024 San Sebastian Film Festivali, Zabaltegi-Tabakalera
Leela - Tanmay Chowdhary
In a coastal village in India, a young woman named Leela disappears. Rumors spread about her fate, ranging from fleeing to the city to committing suicide. As two of Leela's friends walk through the village discussing the incident, a broader picture of women's lives in the village and in India begins to emerge. In his fictional short film “Leela”, Tanmay Chowdhary shows a powerful picture of the often-discussed subject of being a woman in India.
*2024 San Sebastian Film Festival, Zabaltegi-Tabakalera
Ekimde Gün Ortası - Francisco Rodríguez Teare
“Barikatlar, yangınlar, şehir felç haldeydi… Başkan Piñera zengin bir muhitte pizza yiyordu.” Santiago’ya bakan San Cristobel tepesinde oturan dört arkadaş ve bir sesçi, 2019’da Şili’de yaşanan hükümet karşıtı protestoları hatırlıyor. Arkadaşların sohbeti Şili’yi derinden etkileyen protestolardaki polis şiddetinden hayal kırıklığına, sinemadan umuda uzanıyor. Yönetmen Francisco Rodriguez Teare, belgeseli “Ekimde Gün Ortası”nda ülkesinin yakın tarihine tanıklıklar, şehirden görüntüler eşliğinde bakıyor ve protestoların izlerini anılar ve kentin içinde arıyor.
*2024 Toronto Film Festivali, Dalga Boyları
*2024 New York Film Festivali, Akımlar
October Noon - Francisco Rodríguez Teare
"The city was paralyzed by barricades, fires... President Piñera was eating pizza in a rich neighborhood." Four friends and a sound technician sitting on San Cristobel Hill overlooking Santiago recall the anti-government protests in Chile in 2019. Their conversation ranges from the disappointment with police violence during the protests that deeply affected Chile, to cinema and hope. Director Francisco Rodriguez Teare, looks at his country's recent history in his documentary “October Noon”, accompanied by testimonies and images from the city.
*2024 Toronto Film Festival, Wavelengths
*2024 New York Film Festival, Currents
Neredeyse Kesinlikle Yanlış - Cansu Baydar
Suriye’deki savaştan kaçan Hanna ve küçük kardeşi Nader, viran bir evde yaşamaktadırlar. Dolapdere’de bir kuaför salonunda tırnak tasarımı yapan bir yandan da Almanya’ya göç etmenin hayallerini kuran Hanna, bir gece İbo adlı bir gençle tanışır. Cansu Baydar, ilk filmi “Neredeyse Kesinlikle Yanlış”ta Hanna ile güçlü bir karakter inşa ediyor ve onu Türkiye’de mültecilerin gündelik hayatta uğradığı ayrımcılığın ve önyargıların sertliğinin karşısına yerleştiriyor.
* 2024 Venedik Film Festivali, Ufuklar
* 2024 Bakü Film Festivali, En İyi Kısa Film
* 2024 Antalya Film Festivali, En İyi Kısa Film
Almost Certainly False - Cansu Baydar
Having fled the war in Syria, Hanna and her young brother Nader have ended up in a run-down neighborhood of Istanbul. Hanna spends her days learning nail design to earn a living while dreaming of finding a way to migrate to Germany. In her debut film “Almost Certainly False”, Cansu Baydar builds a strong character in Hanna, positioning her against the harshness of the discrimination and prejudice faced by refugees in everyday life in Türkiye.
*2024 Venedik Film Festival, Orizzonti
*2024 Baku Film Festival, Best Short Film
*2024 Antalya Golden Orange Film Festival, Best Short Film
Kısa Metraj Film Yarışması-II
Short Film Competition-II
*Amarela / Amarela
*Morî / Morî
*Saklanacak Bir Şey Yok / Nothing to Hide
*Tutsak Kadınlar / Captive Women
*Merhaba Anne, Benim, Lou Lou / Hi Mom, It’s Me, Lou Lou
*Amarela - André Hayato Saito
1998’in haziran ayında São Paulo’da Şampiyonlar Ligi’nin Brezilya ve Fransa arasındaki final maçı sırasında geçen “Amarela”, 14 yaşındaki Erika’ya odaklanıyor. Japon kökenli bir Brezilyalı olan Erika, geleneksel ailesinin adetlerine karşı çıkarken etnik kökeni nedeniyle Brezilya’nın “milli meselesi” maç heyecanından da dışlanıyor ve bu dışlanma gerilime dönüşüyor. Dünya prömiyerini 2024 Cannes Film Festivali’nin Kısa Film Yarışması’nda yapan ve 2024 Toronto Film Festivali’nde de gösterilen “Amarela”, Japon kökenli Brezilyalı yönetmen André Hayato Saito’nun bu etnik grubun yaşadığı ayrımcılığa dair çektiği üçüncü ve tek kurmaca film.
* 2024 Cannes Film Festivali, Resmi yarışma
* 2024 Toronto Film Festivali, Short Cuts
Amarela - André Hayato Saito
Set in June 1998 in São Paulo during the Champions League final match between Brazil and France, “Amarela” focuses on 14-year-old Erika. A Japanese-Brazilian, Erika challenges the traditions of her conservative family while feeling excluded from the national excitement surrounding the game due to her ethnicity. This exclusion gradually turns into tension. “Amarela”, which made its world premiere at the 2024 Cannes Film Festival's Short Film Competition, and was also screened at the 2024 Toronto Film Festival, is the third and only fictional film by Japanese-Brazilian director André Hayato Saito, addressing the discrimination faced by this ethnic group.
2024 Cannes Film Festival, Official competition
* 2024 Toronto Film Festival, Short Cuts
Morî - Yakup Tekintangaç
Babasından Morî’ye kalan tek hatıra ona anlattığı masalın ses kaydıdır. Morî, ara ara bu masalı dinler. Bir gün okula yeni bir öğretmen gelir. Morî, öğretmeni gördüğü anda onu babası zanneder. Morî’nin bu konudaki ısrarı öğretmeni ile aralarında duygusal bir bağa dönüşür. Ödüllü kısa filmi “Azad” ile tanınan ve çocukluk, kimlik ve aidiyet konularına odaklanan yönetmen Yakup Tekinağaç, “Morî”de babasız bir kız çocuğunun hikâyesini sade ve güçlü bir anlatımla işliyor.
* 2024 Oberhausen Film Festivali, Resmi yarışma
* 2024 Adana Altın Koza Film Festivali, Uluslararası Kısa Film Yarışması
* 2024 Resmi seçki:
Tahran, Vancouver, DokuFest, Cinemed – Montpellier
Morî - Yakup Tekintangaç
The only memory Morî has inherited from her father is the audio recording of a story he told him. Morî listens to this tale from time to time. One day, a new teacher is appointed to her school. When Morî sees the teacher, she thinks she is her father. Morî’s insistence on this issue turns into an emotional bond between her and the teacher. In “Morî”, director Yakup Tekinağaç, known for his award-winning short film “Azad” and his focus on the themes of childhood, identity, and belonging, tells the story of a fatherless girl with a simple and powerful narrative.
*2024 Oberhausen Short Film Festival, Official competition
*2024 Adana Golden Boll Film Festival, International Short Film Competition
* 2024 Official selection:
Tahran, Vancouver, DokuFest, Cinemed – Montpellier
Saklanacak Bir Şey Yok - Masoud Bahmani
“Saklanacak Bir Şey Yok” genellikle görmezden gelinen bir azınlığın mensubu olan İranlı bir kadının cesur yolculuğunu konu alan bir animasyon belgesel. Film, anlatımından yola çıktığı engelli birey Zahra Ehsani’nin özel gereksinimleri olanlara ve kadınlara karşı ayrımcı bir toplumda karşılaştığı zorluklarla savaşını gözler önüne seriyor. Ehsani’nin mücadelesi, bireysel bir hikâyeden yola çıksa da cinsiyet eşitsizliği ve sosyal olarak dışlanmanın mekaniklerine dair evrensel bir resim çiziyor.
Nothing To Hide - Masoud Bahmani
“Nothing to Hide” is an animated documentary that tells the courageous journey of an Iranian woman who belongs to a commonly overlooked minority. The film portrays the struggles faced by Zahra Ehsani, a disabled individual, as she fights against the challenges in a society that discriminates against women and people with special needs. Although Ehsani’s struggle is a personal story, it presents a universal picture of the mechanisms of gender inequality and social exclusion.
Tutsak Kadınlar - Itxaso Díaz
Kürtaj olmakla suçlanan kadınların ağırlaştırılmış cinayet gerekçesiyle 40 yıla kadar hapse mahkûm edildiği El Salvador, kürtaj karşıtı kanunların en sert olduğu ülkelerden biri. “Tutsak Kadınlar”, El Salvador’da geçen ve bir kürtaj vakasına odaklanan bir belgesel. El Salvadorlu Cristina Quintanilla, kürtaj olduğu gerekçesiyle 30 yıl hapse mahkûm edilir. Davası yeniden görülüp 4,5 yıl sonra hapisten çıktığında sabıkası yüzünden hayatını yeniden kurması çok zordur.
Captive Women - Itxaso Díaz
El Salvador, where women accused of having abortions can be sentenced to up to 40 years in prison on aggravated murder charges, is one of the countries with the strictest anti-abortion laws. “Captive Women” is a documentary set in El Salvador, focusing on an abortion case. Cristina Quintanilla was sentenced to 30 years in prison for having an abortion. When her case was retried, and she was released after 4.5 years, it was very difficult for her to rebuild her life due to her criminal record.
Merhaba Anne, Benim, Lou Lou - Atakan Yılmaz
“Merhaba Anne, Benim, Lou Lou” İstanbul’da drag queen performansları sergileyerek yaşamını sürdüren Hakkı’nın ailesiyle yüzleşmesini konu alan bir kurmaca film. Annesinin ani ölüm haberinin ardından yıllardır uzak durduğu memleketine dönen Hakkı, bir yandan yas süreciyle bir yandan tek erkek evlat olmanın geleneksel rolleriyle bir yandan da cinsel yönelimini bilmeyen ailesiyle baş etmek zorundadır. Atakan Yılmaz ilk kısa filmi “Merhaba Anne, Benim, Lou Lou”da cinsel kimlik ile ailenin çatışmasını hem gerçekçi hem de dokunaklı bir dille anlatıyor.
* 2024 Adana Altın Koza Film Festivali, Uluslararası Kısa Film Yarışması
Hi Mom, It’s Me, Lou Lou - Atakan Yılmaz
“Hi Mom, It’s Me, Lou Lou” is a fictional film about Hakkı, who makes a living performing as a drag queen in Istanbul, and his confrontation with his family. After the sudden news of his mother’s death, Hakkı returns to his hometown, which he has avoided visiting for years. He must cope with the mourning process, the traditional roles expected of him as the only son, and his family, who are unaware of his sexual orientation. In his debut short film “Hi Mom, It's Me, Lou Lou”, Atakan Yılmaz presents a touching and realistic portrayal of the conflict between sexual identity and family.
*2024 Adana Golden Boll Film Festival, International Short Film Competition
Michel Poiccard (Jean-Paul Belmando), Marsilya’da bir otomobil çalar ve yolda bir polis öldürür. Paris’te Champs Elysées’de New York Herald Tribune gazetesi için stajyerlik yapan genç Amerikalı Patricia’yı (Jean Seberg) bulur. Daha önce bir kaç gece birlikte olmuşlardır.
Bir yandan Michel polis tarafından aranırken eski arkadaşlarıyla buluşup Roma’ya gidecek parayı almaya elde etmeye çabalar. Bu arada Patricia’yı da yanında götürmek ister. Patricia Michel’in cazibesine karşı koymakta güçlük çeker, duygularından emin olamaz.
Sonunda Patricia ile birlikte kaçak hayatına başladıklarında kız onu polise gammazlar. Michel Montparnasse’da bir sokakta vurulur.
Trufault’nun bir gazete haberinden yola çıkarak geliştirdiği fikrini Godard o güne dek dünyada örneği görülmemiş serbestlikte bir stilde ve sayısız okumaya açık, olabildiğince sempatik bir şekilde ortaya koyuyor. Karşımızda Fransız Yeni Dalgası’nın en müstesna yapıtlarından biri duruyor.
*Orjinal dilinde, Türkçe altyazılı olarak gösterilecektir.
Adem ve Havva, otuzlarının başında bir çifttir. Üç yıllık birlikteliklerinin ardından ilişki yorgunluğu, özellikle Havva'nın canını sıkmaya başlamıştır. Havva'nın alıngan tavırları, Adem'in ondan uzaklaşmasına yol açar. Toksik hale gelen ilişkileri, bir tartışmanın ardından nihayet sona erer. Film, ayrılmış olsa da birbirlerinden kopamayan bu iki karakterin hayatlarını fantastik bir perspektiften ele alıyor. Adem, Tanrı'ya isyan ederken, "Kimsenin inanmayacağı, tamamen masal gibi ve hatta yalan" diye nitelendireceği sürreal bir yolculuğa çıkarak Havva'sını bulmaya çalışır. Öte yandan, Havva, ayrılık acısını derinlemesine hissettiği ve her köşesi aşk anılarıyla dolu evinde, mahallesinin karanlık sokaklarında çaresizce kaybolur, bocalar ve hapsolur.
Maria Schneider’in trajik kariyerini #MeToo ışığında yeniden gözler önüne seriyor. Bertolucci’nin, Paris’te Son Tango filminde ve sonrasında Maria Schneider’in yaşadıklarını anlatan filmde başrollerde Anamaria Vartolomei ve Matt Dillon bulunuyor.
Maria Olmak filmi için hemen sinema biletinizi alın!
Hint sinemasının yükselen yıldızlarından Payal Kapadia’nın bu ilk kurmaca filmi, ülkesindeki toplumsal kırılmayı şiirsel bir duyarlılık ve güçlü bir görsel dille yansıtırken bir sevgi, arzu ve feminist özgürleşme öyküsü anlatıyor. Sarsılmaz politik damarıyla da dikkat çeken Aydınlık Hayallerimiz, Mumbai’nin canlı keşmekeşi fonunda iki genç hemşireyi ve yakın arkadaşlıklarını gözlemliyor. İki kadının birbirinde teselli ve güç bulmalarını izlerken, bir yandan da devasa kentin acımasız, vurdumduymaz, dur durak bilmez temposuna kapılıyoruz. Payal Kapadia, 2021 yılında A Night of Knowing Nothing / Hiçbir Şey Bilmediğimiz Bir Gece ile Cannes’da en iyi belgesel dalında Altın Göz ödülünü kazanmıştı.
Küçük bir uçakla Alaska'nın vahşi doğasında bir kaçağı taşıyan bir hava polisi, pilotun söylediği kişi olmadığından şüphelendiğinde kendini kapana kısılmış halde bulur.
Ölümcül Uçuş filmi için hemen sinema biletinizi alın!
Fransız yazar Laurent Baffie’nin “Toc Toc” adlı tiyatro oyunundan uyarlanan film, obsesif kompulsif bozukluğu olan altı farklı kişinin ünlü psikiyatr Orhan Kerim Baykal'a aldığı randevunun çakışması ve doktorun ortalarda olmamasıyla birlikte yaşanan maceraları konu ediniyor.
Takıntılar filmi için hemen sinema biletinizi alın!